HUKUK POSTASI 2011
150
Söz konusu bu “centilmenlik anlaşması”nın muafiyetten yararlanma-
sı gerektiğini de düşünmüyoruz. Şöyle ki, tüketiciler yararına soruştur-
ma kapsamında bankalar tarafından hiçbir fayda bildirilmemiş ve ilgili
ürün pazarındaki rekabet de gereğinden daha fazla kısıtlanmaktadır. Zira
bankalar zararlarını zaten protokolde öngördükleri cezai şart ile büyük
ölçüde karşılamaktadır.
Bununla beraber, Kurul’un vermiş olduğu cezalara katılmak olanaklı
değildir. Nitekim Kurul, idari para cezalarının hesaplamasını bankaların
2010 yılı toplam gayri safi gelirleri üzerinden değil, bunun yerine, bi-
reysel bankacılıktan elde ettikleri gayri safi gelirleri üzerinden yapmıştır.
Oysa böyle bir tutumun, rekabet hukukunun amacına uygun olmadığını,
zira teşebbüslerin hak ettikleri cezaları almadıkları ve ayrıca ciroları düz-
gün hesaplanan teşebbüsler ile aralarında eşitsizlik yaratıldığı kanaatin-
deyiz. Bu durumun hakkaniyete de uygun olmadığı açıktır, ancak kanuna
aykırı davranmaktansa, Yönetmeliğin değiştirilmesinin istenmesi daha
uygun olacaktır.