Previous Page  161 / 440 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 161 / 440 Next Page
Page Background

REKABET HUKUKU

147

Kurul, elde ettiği bu bulguları kesinleştirmek için, 2001 tarihinden bu

yana gerçekleşmiş olan –Erdemir İhalesi, THY ihaleleri, Muğla Beledi-

yesi İhalesi ve Viranşehir Devlet Hastanesi İhalesi olmak üzere– birçok

ihaleyi de incelemiştir.

Erdemir İhalesi

.

Erdemir 01.08.2003 – 31.07.2005 dönemi için

maaş ödemesi konusunda İş Bankası, Akbank, Halkbank, Pamukbank,

TEB, Tekfenbank, Şekerbank, Denizbank, HSBC ve Yapı ve Kredi Ban-

kası ile anlaşmış, sürenin sona ermesine yakın da, bankalardan yeni teklif

talep etmiştir.

Kurul, soruşturma kapsamında elde ettiği bilgi ve belgelerden, ban-

kaların Erdemir 2005 yılı Maaş İhalesi’nde mutabakata vararak ortak bir

promosyon oranı üzerinden teklif verdiklerini tespit etmiştir.

Kurul, yukarıda bahsi geçen diğer ihalelerde de bankalar arasında

benzer davranışlar olduğunu belirlemiştir. Örneğin, Muğla Belediyesi

İhalesi’nde, bankalar, aralarındaki “centilmenlik anlaşması” sebebiy-

le teklif vermemişler, böylece ihaleyi tekrar Yapı ve Kredi Bankası ka-

zanmıştır. Aynı şekilde, Viranşehir Devlet Hastanesi İhalesi’nde, Ga-

ranti Bankası vermiş olduğu teklifi geri çekmiş ve böylece ihaleyi İş

Bankası’nın kazanmasını sağlamıştır.

Kurul, yapmış olduğu tüm incelemeler sonucunda, bankalar arasın-

daki “centilmenlik anlaşması”nın Rekabet Kanunu’nun 4. maddesi uya-

rınca rekabeti bozucu bir anlaşma olduğu sonucuna varmıştır.

Muafiyet Değerlendirmesi

Kurul, bankalar arasında akdedilmiş olan “centilmenlik anlaşması”nın

Rekabet Kanunu’nun 5. maddesinde öngörülen koşullarının hiçbirisini

taşımadığı için, bireysel muafiyetten yararlanamayacağı sonucuna var-

mıştır. Şöyle ki, “centilmenlik anlaşması” sadece bankalara mali yarar

sağlamaktadır. Zira bankalar, bu anlaşma sayesinde ihale sürecinde kat-

landıkları işlem maliyetleri gibi birçok maliyetlerini karşılamaktadır.

Bununla beraber, Kurul, bu anlaşmanın tüketicilere hiçbir fayda sağ-

lamadığını ve bu anlaşma ile getirilen kısıtlamanın da orantılı olmadığını

ifade etmiştir. Nitekim bankalar, protokollerinde öngördükleri yüksek ce-