HUKUK POS TAS I 2 0 1 0
196
İş hukukunda işçiyi koruma ilkesinin bir yansıması olarak, hizmet
akdinin devamı sırasında alınan ibranamelerin geçersiz olduğu kabul edil-
mektedir.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihadına göre, hizmetin devamı sırasında alın-
mış bulunan ibra belgesi sonradan doğmuş olan işçilik haklarını hüküm-
den düşürmez. Bu bakımdan tarafların bu yönle ilgili delilleri üzerinde
durmak, delilleri karşılaştırmak ve değerlendirmekle varılacak sonuca
göre karar vermek gerekir.
Yine Yargıtay’ın yakın zamanda vermiş olduğu bir karara göre, iş iliş-
kisinin devamı sırasında düzenlenen ibra sözleşmeleri geçerli değildir, işçi
bu dönemde tamamen işverene bağımlı durumdadır ve iş güvencesi hü-
kümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını sağlamak ya da bir kısım işçilik
alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi
imzalamaya yönelmiş sayılmalıdır.
İbra sözleşmesi, varlığı tartışmasız olan bir borcun sona erdirilmesine
dair bir yol olmakla, varlığı şüpheli ya da tartışmalı olan borçların ibra
yoluyla sona ermesi de mümkün olmaz. Bu nedenle işveren tarafından iş-
çinin hak kazanmadığı ileri sürülen bir borcun ibraya konu olması düşünü-
lemez. Savunma ile çelişen ibra sözleşmelerinin geçersiz olduğu yönünde
Yargıtay uygulaması istikrar kazanmıştır.
Miktar içeren ibra sözleşmelerinde ise, alacağın tamamen ödenmiş ol-
ması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi öde-
me hallerinde Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilme-
mekte ve yapılan ödemenin makbuz etkisinde olduğu kabul edilmektedir.
Son olarak miktar içermeyen ibra sözleşmelerinin borcu sona erdiren
etkisi üzerinde durulmalıdır. Yargıtay, tacirler arasında düzenlenen ibra
sözleşmesinin açık ve kesin olması yanında hangi borçla ilgili olduğunun
belirlenmesi gerektiğini kabul etmekle birlikte, miktar içermemesini geçer-
sizlik nedeni olarak saymamıştır. Ancak iş hukukunda sorununun benzer
şekilde çözümü mümkün olmaz. Geçimini emeği ile sağlayan bir işçinin
nedensiz yere işvereni ibra etmeyeceği varsayımından yola çıkıldığında,
miktar içermeyen ibranameye değer verilmesi doğru olmaz. İş hukukunda
işçi lehine yorum ilkesi de bunu gerektirir. Yargıtay’ın daha önceki karar-
larında da miktar içermeyen ibranameye değer verilmemektedir.
İbranamenin gerçeği yansıtmadığı itirazı karşısında işverence ibrana-
menin doğruluğunun yazılı delille kanıtlanması gerekir. Aksi halde ibrana-