Sorumlu Yönetim İlkeleri
Giriş
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından, Portföy Yönetim Şirketleri’nin (PYŞ) kurucusu oldukları menkul kıymet yatırım fonlarına (Fonlar) ilişkin olarak Sorumlu Yönetim İlkeleri (SYİ) düzenlenmiştir. SYİ’de, Fonlar tarafından yatırım yapılan şirketlere ve portföyde olan varlıklara ilişkin, bu yatırımlardan kaynaklanan hakların nasıl kullanılacağına ilişkin belli başlı ilkeler yer almaktadır. Bu ilkelerle Fonlar, yatırım yaptıkları şirketlerde daha aktif bir rol oynamaya, pay sahipliklerinden doğan klasik hukuki haklarını daha aktif kullanmak yanında, şirketin faaliyetlerinin ve performansının da sürekli izlenmesi ve raporlanması hususunda aktif bir tavır almaya yönlendirilmektedir. Ayrıca, çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) faktörlerinin dikkate alınması hususuna da SYİ içerisinde yer verilmiştir.
Bu çalışmada öncelikle genel olarak SYİ’nin gelişimine ve gerekçelerine kısaca değinilir, daha sonra Sermaye Piyasası Mevzuatı’ndaki düzenlemeler incelenerek dikkat edilmesi gereken hususlara yer verilir.
Genel Olarak SYİ
SYİ’lerin ortaya çıkışı, 2008 finansal krizi sonrasına rastlar ve pay sahiplerinin şirket yönetiminde aktif rol oynamasının şirketin kurumsal yönetimine pozitif katkı sağladığı fikrine dayanır.1 Bu yönü ile aktivist hissedar (activist shareholder) kavramı ile ilgilidir.2 Bu fikre göre pay sahibi olarak kurumsal yatırımcıların yönetimsel haklarını daha aktif kullanması belli risklerin önceden fark edilmesi, şirketin daha sağlıklı yönetilmesi ve bu kapsamda şirketin uzun vadede değer üretebilmesi hususlarına katkı sağlar.
İlk olarak İngiltere’de 2010 yılında “Stewardship Codes” olarak benimsenen benzer nitelikteki ilkeler hâkim ortağın bulunmadığı ortaklık yapılarında, kurumsal yatırımcıların da pasif olmasının şirketlerin kurumsal yönetimi için faydalı olmadığı düşüncesi ile benimsenmiştir.3 İngiltere’den sonra dünyanın çeşitli ülkelerinde de uygulama alanı bulan SYİ, anılan ülkeler tarafından kendilerine tabi şirketlerin ortaklık yapıları da dikkate alınarak belirlenmiştir.4 Son dönemde SYİ içerisinde ÇSY faktörlerinin de dikkate alındığı görülmektedir.
Bu yönleri ile SYİ kurumsal yönetim ilkelerini tamamlayıcı nitelikte görülebilir. Zira SYİ, kurumsal yatırımcıları, kurumsal yönetim ilkelerinde öngörülen hakları aktif olarak kullanmaya ve takip etmeye yönlendirmektedir. Diğer bir ifade ile pasif bir pay sahibi olmalarını değil, her türlü haklarını aktif olarak kullandıkları aktif bir pay sahibi olmaya, duruma göre hâkim ortağı ve/veya şirket yönetimini bu şekilde gözetime yönlendirmektedir.
Sermaye Piyasası Mevzuatı Açısından Durum
SPK’nın, 16.02.2024 tarih ve 11/255 sayılı kararı ile SYİ Yatırım Fonlarına İlişkin Rehber’e (Rehber) 13’üncü madde olarak eklenmiştir. İlkeler “Uy ya da Açıkla” prensibini esas alır. Buna göre Fonlar, en geç 31.12.2024 tarihi itibarıyla sorumlu yönetim politikasını (SYP) açıklamak zorundadır. SYP açıklamayacaksa da bu tarihe kadar bunun gerekçesini açıklaması gerekmektedir.
SYİ 5 ana ilkeden oluşur. Bunlar, “yatırım yapılan şirketlere yönelik izleme faaliyetleri”, “yatırım yapılan şirketler ile etkileşim faaliyetleri”, “ilgili tüm paydaşlar ile işbirliği faaliyetleri”, “yönetilen portföylerdeki varlıklara ait oy haklarının kullanımı” ile “çevresel, sosyal, yönetişim faktörlerinin sorumlu yönetim politikasına dahil edilmesi”dir.
Görüldüğü üzere, SYİ kurumsal yatırımcıların pay sahipliğinden doğan haklarını aktif biçimde kullanarak şirket üzerindeki gözetimini artırmaya yöneliktir. Öte yandan sadece aktif olarak genel kurula katılınması, oy kullanılması gibi pay sahibinin klasik hukuki hakları değil, şirket stratejisinin ve işlemlerinin takibi ve finansal ve sürdürülebilirlik performansın değerlendirilmesi gibi faaliyetlerin de yürütülmesi teşvik edilmektedir. Örneğin uygulama önerileri arasında genel kurul toplantılarının takip edilmesi, söz hakkının kullanılması, gündeme madde ekletilmesi, yönetim kurulu ve komitelerinin etkinliğinin değerlendirilmesi gibi doğrudan şirketin yönetimine ilişkin öneriler yanında, yatırım yapılan şirket ile sınırlı olmaksızın yatırım yapılan sektördeki risklere ilişkin yıllık rapor hazırlanması, diğer yatırımcılar ve paydaşlarla etkileşimin artırılması gibi klasik hukuki hakların kullanımının ötesine geçen şekilde öneriler de yer almaktadır.
Ayrıca ÇSY’ye ilişkin hususlar da SYİ’ye dahil edilerek bu gözetim kapsamına alınmıştır. Bu kapsamda PYŞ’ler, yatırım yapılan şirketlerin uzun vadeli performansını ve sürdürülebilir değer yaratımını teşvik eder ve iklim değişikliği de dahil olmak üzere önemli ÇSY faktörlerine ilişkin stratejisini SYP’ye dahil eder.
SYİ’de ilkeler yanında uygulama önerileri de yer almakla birlikte bunlar örnek niteliğinde olup, ilkelerin uygulama esasları; PYŞ’lerin kurumsal kapasitesi, iş stratejisi, yönetilen fonların yatırım stratejileri ve portföy yönetim şirketlerine özgü benzeri faktörler dikkate alınarak portföy yönetim şirketleri tarafından serbestçe belirlenir. Bu noktada Fon’ların, SYP belirlerken kurumsal kapasitelerini ve yatırım stratejilerini göz önünde bulundurması önemlidir.
SYP’de belirlenen esasların ne şekilde uygulandığı her hesap dönemini takip eden 60 gün içerisinde SPK tarafından standardı belirlenecek yıllık raporlar ile kamuya açıklanacaktır. İlk raporlama, 2025 yılındaki uygulamaları içerecek şekilde en geç 02.03.2026 tarihi itibarıyla kamuya duyurulacaktır.
Sonuç
SYİ, özellikle 2008 finansal krizinden sonra, ilk olarak İngiltere’de benimsenmiş ve daha sonra dünyada yaygınlık kazanarak diğer ülke düzenlemelerinde de yerini almıştır. SYİ, pay sahibi olarak kurumsal yatırımcıların, profesyonel yatırımcılar olmaları ve bilgi ve tecrübeleri ile şirket üzerinde bir izleme ve gözetim uygulamasının, şirketlerin kurumsal yönetimine katkı sağlayacağı; bu şekilde şirketlerin daha sürdürülebilir hale geleceği fikrine dayanmaktadır. Ülkemizde de bu fikirden hareketle yukarıda açıklanan SYİ benimsenmiş ve “Uy ya da Açıkla” prensibi ile Rehber’e eklenmiştir.
- Hill, Jennifer G., Good Activist/Bad Activist: The Rise of International Stewardship Codes (September 1, 2017). Seattle University Law Review, 2017, Forthcoming, European Corporate Governance Institute (ECGI) - Law Working Paper No. 368/2017, Sydney Law School Research Paper 17/80, Available at SSRN: https://ssrn.com/abstract=3036357
- Özellikle dağınık pay sahipliği yapısına sahip şirketler açısında, aktivist pay sahipliğinin pozitif mi negatif mi sonuç doğurduğu açısından tartışmalar mevcuttur. Ancak 2008 finansal krizinden sonra kurumsal yatırımcıların aktif olmasının pozitif etkisinin olacağı fikri ağırlık kazanmaktadır. Bkzç Hill, Jennifer G
- Kang, Sang Yop and Chun, Kyung-Hoon, Korea’s Stewardship Code and the Rise of Shareholder Activism (January 24, 2022). Global Shareholder Stewardship (Cambridge Univ. Press, 2022 Forthcoming), Peking University School of Transnational Law Research Paper, Available at SSRN: https://ssrn.com/abstract=4016349
- Kang and Chun
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Bilgi, sermaye piyasalarında büyük önem taşır. Deneyimli profesyonellerden yeni katılanlara, yatırımcılar sermaye piyasalarının karmaşıklıklarını anlamak ve kararlarını yönlendirmek için çeşitli kaynaklara başvururlar...
Finans ve hukukun karmaşık ağında, ABD Temyiz Mahkemesi İkinci Dairesi’nin Kirschner v. JP Morgan Chase Bank, N.A. ("Kirschner Kararı") kararı, uluslararası bankacılık düzenlemeleri ile menkul kıymetler hukukunun kesiştiği noktada durur ve sendikasyon kredisi işlemlerinin mekaniğini düzenleyen yasal...
Sürdürülebilirlik bağlantılı türev ürün işlemleri, sürdürülebilirlik ile bağlantılı şekilde değişiklik gösterecek bir nakit akışının türev ürünlere yerleştirilmesi anlamına gelir ve kurumların çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) hedeflerine uyumu belirli performans göstergeleri kullanılarak izlenir...
Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK), anonim ortaklıkların teminat, rehin, ipotek vermesi ve kefil olması (TRİK) bakımından izlemeleri gereken özel bir usul yer almaz. TRİK tesis edilmesine ilişkin işlemler genel hükümlerdeki yetki kurallarına göre belirlenir. Bununla birlikte halka açık şirketlerin faaliyetleri esnasında...
Şirketlerin finansman ihtiyacı ve kurumsallaşma istekleri doğrultusunda halka arz edilen şirket sayısı Türkiye genelinde artış eğilimi göstermektedir. Sermaye Piyasası Kurulu’nun internet sitesinde yayınladığı ilk halka arzlara ilişkin veriler incelendiğinde 2022 yılında 35; 2023 yılında ise Eylül ayı itibariyle 39 adet...
Halka açık olmayan anonim şirketlerin borsanın girişim sermayesi pazarında (“GSP”) işlem görmek üzere sermaye artırımı yoluyla ihraç edilecek paylarının halka arz edilmeksizin nitelikli yatırımcılara satışı Payları Girişim Sermayesi Pazarı’nda İşlem Görecek Ortaklıklara İlişkin Esaslar Tebliği (II-16.3) (“Tebliğ”) ile...
İsviçre Finansal Piyasalar Denetleme Kurumu (“FINMA”), 19 Mart 2023 tarihli kararı ile Credit Suisse’in UBS Group AG (“UBS”) ile birleşmesini onaylarken aynı zamanda Credit Suisse’in ihraç ettiği, toplam değeri yaklaşık 17 milyar İsviçre Frangı’nı bulan ve AT1 olarak anılan ilave ana sermaye tahvillerinin kayıtlardan...
Uzun zamandır beklenen Sermaye Piyasası Kurulu’nun (“Kurul”) III – 35/A.2 seri numaralı Kitle Fonlaması Tebliği (“Tebliğ”), 27 Ekim 2021 tarihli ve 31641 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi...
Günümüzün önemli yapılandırılmış finansman ürünlerinden biri olan ipotek teminatlı menkul kıymetler, temelini 18.yüzyıl Prusya’sının Pfandbrief’inden alır. Yedi Yıl Savaşı’nın ardından Kral II. Friedrich, mali gücü savaşlar sonucunda yıpranmış toprak sahibi soyluların malvarlıklarındaki likiditeyi artırmak amacı ile...