

Sonuç
TTK’nın yürürlüğe girmesi ile birlikte ticaret şirketlerinin hak eh-
liyetinin işletme konusu ile sınırlı olması kuralı geçerliliğini yitirmiş-
tir. Ancak, TTK m. 371/2 anonim şirketler için özel bir hüküm öngö-
rerek, işletme konusunun temsil yetkisi üzerindeki etkisinin üçüncü ki-
şilere karşı devam etmesini sağlar. Bu bağlamda işletme konusu kavra-
mının anlaşılması ve irdelenmesi önem kazanır. Yargıtay’ın yerleşmiş
içtihadı ve doktrin, kefalet ve garanti verme işlemlerini şirketlerin ola-
ğan işleri olarak değerlendirir ve bu işlemlerin şirket ana sözleşmesin-
de açıkça yazılmasa dahi ticari hayatın akışına uygun olarak şirket iş-
letme konusuna dâhil olduğunu belirtir. Bu sebeple TTK döneminde de
anonim şirketler esas sözleşmelerinde bu konuda açık hüküm olmasa
da kefil olabilir ve garanti verebilirler.
TİCARET HUKUKU
45