Sonuç olarak, tasfiye sürecine giren ticaret şirketleri, ticareti terk
eden tacir konumunda değerlendirilir ve İİK m. 44 uyarınca mal beya-
nında bulunmaları, mal beyanını takiben iki ay mallarında tasarruf et-
memeleri aranır. Aksi halde, tüzel kişilik sona erse dahi tüzel kişinin
müdürleri, koşullarının gerçekleşmesi halinde m. 337/a’daki hapis ce-
zası ile karşı karşıya kalacaktır.
Sonuç
Yukarıda ayrıntılı olarak incelenen ticareti terk ve ticaret şirketle-
rinin tasfiye süreçleri arasında bir uyumsuzluk olduğu açıktır. Mevcut
düzenleme veYargıtay içtihadı dikkate alındığında, kanuni düzenleme-
lerde bir değişiklik olmadığı sürece tasfiye sürecinde, tüzel kişiliğin
sona ermesinden önce ticareti terk bildirimi yapılmalı ve mal beyanın-
da bulunulmalıdır.
Esasen uygulamada, tasfiye süreci kanuna uygun olarak işlediği
sürece alacaklıların zarar görmesi ve şikâyet etmesi dolayısıyla cezai
müeyyide ile karşılaşılması düşük bir ihtimal olarak görülebilir. Ayrıca
TTK’da mal varlığının dağıtımına ilişkin de bir takım sınırlamalar ge-
tirildiğinden, iki ay boyunca mallarda tasarruf edilememesi de fiiliyat-
ta önemli bir sıkıntı yaratmayabilir. Ancak söz konusu uyumsuzluğun
yarattığı sıkıntıların uygulamada farklı şekillerde giderilmesi, sorunun
olmadığı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle, TTK’da düzenlenen
tasfiye süreci dikkate alınarak İİK hükümlerinde değişiklik yapılma-
sında fayda bulunmaktadır.
TİCARET HUKUKU
51