Previous Page  66 / 496 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 66 / 496 Next Page
Page Background

Yargıtay İçtihadı

Yukarıdaki açıklamalar ışığında İİK’nın ticareti terk sistemi ile

TTK’daki tüzel kişilere ilişkin tasfiye sürecinin birbiriyle uyuşmadığı

söylenebilir. Hükümlerin amacı dikkate alındığında İİK m. 44 ile

337/a’daki düzenlemelerin gerçek kişi tacirlere uygulanması gerektiği,

tüzel kişilerin bu hükümlere tabi olmayacağı ileri sürülebilir. Nitekim

ticaret sicillerinin uygulamasında da tasfiye işlemleri arasında ticareti

terk bildirimi ve mal beyanı gibi kalemler bulunmamaktadır. Şifahen

yapılan görüşmelerde de böyle bir uygulamanın bulunmadığı, söz ko-

nusu bildirim ve beyanın gerçek kişiler tarafından yapılabileceği ifade

edilmiştir.

Ancak, Yargıtay içtihadı aksi yönde gelişmiştir. Yargıtay Ceza Ge-

nel Kurulu’nun 2010/16-75 E., 2010/159 K. sayılı ve 01.06.2010 tarih-

li; 2011/16-505 E., 2012/28 K. sayılı ve 14.02.2012 tarihli ve 2013/11-

821 E., 2014/478 K. sayılı ve 4.11.2014 tarihli üç ayrı kararı bulun-

maktadır. Söz konusu kararlarda özetle Yargıtay aşağıdaki mantık sil-

silesini takip etmektedir:

• İİK m. 44 “ticareti terk eden tacir” ifadesini kullanmıştır. Ger-

çek kişi ve tüzel kişi tacir ayrımına gidilmemiştir.

• Tasfiye yolu ile ortaklık ilişkisi sona erer. Bu da ticareti terk

kapsamında değerlendirilir.

• Şirketi temsil ve yönetimden sorumlu yetkili kişilerin İİK m.

337/a’da düzenlene suçu işleyemeyeceği kabul edilirse, gerçek

kişilerin cezalandırılması, ancak aynı fiili işleyen şirket müdür-

lerinin cezai sorumluluktan muaf tutulması sonucu doğacaktır.

Böyle bir ayrımın yasal bir dayanağı yoktur.

• İİK m. 354 uyarınca bu suç bir tüzel kişiliğin yönetimi ve işlem-

leri sırasında işlendiyse ceza söz konusu tüzel kişinin müdür ve-

ya yetkilileri hakkında hükmolunur. Yargıtay kararlarında ince-

lenen somut uyuşmazlıklarda limited şirket müdürlerinin de bu

kapsamda olduğu belirtilmiştir.

• Bu nedenlerle tüzel kişilerin İİK m. 44 ve m. 337/a’yı ihlal et-

mesi halinde m. 337/a’daki müeyyide uygulanır.

50

HUKUK POSTASI 2015