bir zarar bulunmayacağını kabul eder. Zira her iki durumda da ortak,
kendi ortaklık haklarını alır ve ortak sıfatı sona erer.
Haklı sebeple fesih davasında mahkeme, yalnızca fesih veya dava-
cı ortağın çıkarılması ile sınırlı olmaksızın, duruma uygun başka çö-
zümlere de karar verilebilir. Ancak bu çözümlerin ne olduğu TTK’da
sayılmaz. TTK m. 636 hâkime geniş bir takdir yetkisi tanır. Hâkim so-
mut olayın özelliklerine bakarak çözümlere karar verir.
Hâkimin duruma uygun düşen ve kabul edilebilir çözümler üretir-
ken diğer ortaklar ile davacı ortağın görüşünü almasının “kabul edile-
bilirlik” ölçütü kapsamında gerekip gerekmediği öğretide tartışmalıdır.
Zira hâkimin uygulayacağı çözümler, tüm ortakları etkileyecek nitelik-
te olabilir. Bununla beraber hâkimin görevi, uzlaşıdan ziyade, şirket
menfaatini ön planda tutmak, feshe karar vermeyerek şirketin devam-
lılığını sağlayacak bir çözüm bulmaktır.
Öğretide hâkimin kâr dağıtımına karar vermesi, şirketin bölünme-
si ve çıkmak isteyen ortaklara bölünme sonucunda yeni kurulan şirket-
ten pay verilmesi, çeşitli ortakların veya ortağın müdür olarak atanma-
sı gibi çözümlere hükmedebileceği belirtilir.
Sonuç
TTK, eTTK’da düzenlenen limited şirketin haklı sebeple feshi ku-
rumunu korur. Bununla beraber, bu davanın açılması halinde hâkimin
fesih dışında davacı ortağın çıkarılması veya duruma uygun başka bir
çözüme hükmetmesi olanağını düzenleyerek önemli bir yenilik getirir.
Limited şirketin ve anonim şirketin haklı sebeple feshine ilişkin
hükümler paraleldir. Bununla birlikte, anonim şirketlerden farklı ola-
rak, azlık oluşturup oluşturmadığına bakılmaksızın limited şirkette
herhangi bir ortak haklı sebeple fesih davasını açabilir.
Gerek anonim şirket gerekse limited şirketin haklı sebeple feshi
davasında haklı sebebin ne olduğu kanunda belirtilmez. Bu konu öğre-
ti ile yargı kararlarında netleşecektir. eTTK düzenlemeleri, öğreti ve
Yargıtay’ın bugüne kadarki içtihadı haklı sebebin tanımlanmasına ışık
tutabilir.
TİCARET HUKUKU
67