rürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, TTK hükümleri uygu-
lanır.
Bu noktada, sürekli bir uygulama çerçevesinde meydana gelmiş
olan, ancak bir bütün olarak değerlendirildiğinde haklı sebep olarak
kabul edilebilecek olguların bir kısmının TTK’nın yürürlük tarihinden
önce, bir kısmının yürürlük tarihinden sonra meydana gelmesi halinde,
önceki olguların TTK döneminde açılan haklı sebeple fesih davasında
ileri sürülmesinin mümkün olup olmadığı sorunu gündeme gelir. Hak-
lı sebeplerin kavramsal niteliğine özgü durum nedeniyle, Eski
TTK’nın yürürlüğü sırasında meydana gelmiş olan, ancak TTK’nın
yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşmiş olan olgularla bağlantılı
olan hukuki olay veya işlemlerin TTK m. 531 kapsamında haklı sebep-
ler çerçevesinde ele alınabilir. Ayrıca Yargıtay da limited şirketlere iliş-
kin verdiği bir kararda Uygulama Kanunu m. 3’den hareketle aynı so-
nuca varır (11. HD, 13.6.2013, E. 2011/14131, K. 2013/12400, Bati-
der, 2013, C. XXIX, S. 2, s. 331-335). Gerçekten de, aksi halde ilgili
hükmün TTK’nın yürürlüğe girmesinden sonra uzunca bir süre uygu-
lanamaması sonucu doğacaktır.
Sonuç
Anonim şirketin haklı sebeplerle feshi Türk hukukunda ilk defa
TTK ile birlikte uygulama alanı bulur. Bu düzenleme ile azlık hakkı sa-
hiplerinin haklı sebeplerin varlığı halinde mahkemeden anonim şirket-
lerin feshini talep etme imkanı doğar. Mahkemeler ise feshe yahut du-
ruma uygun düşen veya kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebi-
lir. Hakimlere haklı sebebin değerlendirilmesinde ve uygun bir çözü-
me hükmetmede önemli bir takdir yetkisi sağlayan TTK m. 531’in
Türk hukukunda önemli bir içtihat oluşturacağı açıktır.
TİCARET HUKUKU
57