ken,diğer yandan feshin sonucuna bağlı olan tazminatların is-
tenmesi doğru olmaz.
Somut olayda mahkemece davacı işçinin işe iadesine karar ve-
rilmesi yanında ihbar tazminatının da hüküm altına alınması
hatalıdır.”
Söz konusu hüküm uyarınca uygulamada, feshin geçerli sebebe
dayanmadığının tespitinden sonra işe alınmayan işçinin alacaklarını
yeni bir dava açarak talep etmesi gerekmektedir. Ancak uygulama dü-
şünüldüğünde, feshin geçersizliği yönünde tespit kararı verilirken, iş-
çinin yasal suresi içinde işverene başvurup başvurmayacağı ve yine iş-
veren tarafından işe alınıp alınmayacağı hükmün verilmesi sırasında
belirli değildir
3
. Bu nedenle, tazminatın tahsiline ilişkin bir hüküm ve-
rilmesi o aşamada mümkün olmayacaktır.
İşçinin işe başlamayı reddetmesi
İş Kanunu m. 21/5 uyarınca; işçi kesinleşen mahkeme veya özel
hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak
için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde baş-
vuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sa-
yılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.
Söz konusu kanun hükmünde açıkça belirtildiği üzere, mahkeme
kararının kesinleşmesi üzerine on işgünü içerisinde mutlaka işverene
başvurulmalıdır.
İşverenin işçiyi işe başlatma davetine rağmen işçinin işe başlama-
yı reddetmesi söz konusu olabilir. Bu durumda, İş Kanunu m.21’de dü-
zenlenen hakların nasıl etkileneceği önem taşır.
İşçinin usulüne uygun bir davet üzerine işe başlamayı reddetmesi,
Yargıtay tarafından, yapılmış olan feshi geçerli hale getiren bir davra-
nış olarak değerlendirilmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin ve de
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu yönde birçok kararının bulundu-
ğu görülmektedir
4
.
314
HUKUK POSTASI 2014
3
Süzek, s. 631.
4
Bkz. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 11.06.2007 tarihli, 2007/15603 E., 2007/18639 K. sayılı ka-
rarı; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.04.2014 tarihli, 2013/22-1106 E., 2014/538 K. sayı-
lı kararı. Kaynak:
www.kazanci.com.tr.