HUKUK POSTASI 2013
224
süzlük olması veya bu sözleşmenin genel hükümlere göre iptali söz ko-
nusu olabilir. Bu gibi hallerde sözleşmenin tarafı hiç değişmemiş sayılır.
Devir sözleşmesinin yapılabilmesi için devre konu geçerli bir söz-
leşme bulunması gerekir. Dönülmüş veya sonradan imkansızlığa uğrayan
bir sözleşmenin devri mümkün değildir, zira bu hallerde devre konu bir
sözleşme bulunmamaktadır.
Bazı sözleşmeler, şekle uygun olarak yapılsa dahi devredilemez. Zira
bazı edim borçlarını ancak belirli şartları haiz kişiler ifa edebilir. Örneğin
vekalet sözleşmesinin tarafı olan avukat bu sözleşmeyi avukat olmayana
devredemez.
Sözleşmeye Katılma
Sözleşmeye katılma, sözleşmenin devri gibi ilk defa TBK ile düzen-
lenmiştir. Ancak TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce açık düzenleme
olmamakla beraber sözleşmeye katılmanın mümkün olduğu kabul edili-
yordu.
Genel Olarak
TBK, sözleşmeye katılmayı, sözleşmeye katılan ve sözleşmenin ta-
rafları arasında yapılan, katılanın yanında yer aldığı tarafla birlikte onun
hak ve borçlarına sahip olması sonucunu doğuran bir anlaşma olarak ta-
nımlar (m. 206/1). Sözleşmeye katılma sonucunda sözleşmedeki mevcut
taraflar sözleşmenin tarafı olmaya devam eder. Katılan taraf ise, yanında
katıldığı kişi ile birlikte eklenen kişi olarak sözleşmeye taraf hale gelir.
TBK m. 206 büyük ölçüde sözleşmenin devrine benzer bir düzenle-
me içerir. Katılma sözleşmesi üç taraflı bir sözleşme olarak düzenlenmiş-
tir ve asıl sözleşmenin şekline tabidir. Devir sözleşmesinin aksine, TBK
katılan ile yanında katıldığı taraf arasında imzalanan iki taraflı sözleşme-
ye diğer tarafın onay vermesine ilişkin bir düzenleme içermez.
Sözleşmeye katılan, hangi tarafın yanında katıldıysa, o tarafın hakla-
rına onunla birlikte sahip olacak, onun borçlarını onunla birlikte yükle-
necektir. Müteselsil alacaklı ve müteselsil borçlu konumunda olacaktır.
TBK, katılma halinde katılan ile yanında katıldığı tarfın sözleşmenin
tarafı sıfatının tanıdığı yenilik doğurucu hakların, örneğin karşı tarafın te-