MEDENÎ USUL HUKUKU
263
ileri sürmesi mümkün olabilmekteydi. Böyle bir durumda, ger-
çekten bilinmeyen bir alacak için dava açmaya zorlamak gibi,
hak aramanın özüyle izah edilemeyecek bir yol ve aslında tarafın
kendi ihmali ya da kusuru olmadığı hâlde bir yasakla karşılaş-
ması gibi de bir engel söz konusuydu. Oysa hak arama özgürlü-
ğü, böyle bir sınırlamayı ve gerçek dışı davranmaya zorlamayı
değil, gerçekten hakkı ihlâl edilen veya ihlâl tehlikesi altında
olan kişiyi, mümkün olduğunca geniş şekilde korumayı amaç-
lamalıdır. Son dönemde, gerek mukayeseli hukukta gerekse Türk
hukukunda artık salt hukukî korumanın ötesine geçilerek “etkin
hukukî koruma”nın gündeme gelmiş olması da bunu gerektirir.”
Madde metni ve madde gerekçesi birlikte tetkik edildiği vakit belirsiz
alacak davasının uygulamasının nasıl olacağına dair sonuçlara da ulaş-
mak mümkündür.
1. Belirsiz alacak davası; (i) alacak tutarının belirlenmesinin ancak
davalının mahkemeye bilgi vermesinden sonra belirlenebildiği
durumlarda, (ii) alacak tutarının ancak yargılamanın tahkikat aşa-
masından sonra belirlenebildiği durumlarda, (iii) alacak tutarının
hâkim tarafından takdir edileceği durumlarda, sadece para alacak-
ları için söz konusu olacaktır.
2. Alacağın miktarı belirlenebilir durumda ise belirsiz alacak davası
açılamaz.
3. Alacaklının, hukukî ilişki ile asgarî bir miktar ya da değer belirte-
rek belirsiz alacak davası açabilmesi mümkündür.
4. Belirsiz alacak davası ile mevcut uygulamanın aksine zamanaşımı
süresi davanın açılması ile tüm alacak için kesilecek ve alacak-
lının belirleyemediği alacağının zamanaşımına uğraması ihtimali
ortadan kalkacaktır.
5. Belirsiz alacak davası ile hâkimin davacının talebi ile bağlı olması
durumu ortadan kalkacaktır.