Previous Page  276 / 440 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 276 / 440 Next Page
Page Background

HUKUK POSTASI 2011

262

tulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşı-

mı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Bunun

gibi, kısmi dava ile alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan kesimi için

hak düşürücü süre korunmuş olur. Kısmi dava dışı kalan (saklı tutulan)

alacak kesimi hakkında hak düşürücü süre korunmuş olmaz.

04.02.2011 tarih, 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girecek olan 12.01.2011 tarih, 6100 sa-

yılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 107. maddesinde yapılan

düzenleme ile ise usul hukukumuza “belirsiz alacak davası” müessesesi

getirilmiştir.

Belirsiz alacak davası talep sonucunda istenen alacağın tam olarak

belirlenmediği, alacaklının dava açarken miktarını belirleyemediği alaca-

ğın tahsilini talep ettiği bir tür eda davasıdır.

Anılan madde hükmüne göre, davanın açıldığı tarihte alacağın mik-

tarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden

beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki

ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz ala-

cak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alaca-

ğın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin müm-

kün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın

davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.

Kanun Koyucu bahse konu düzenlemenin gerekçesini şu şekilde ifa-

de etmektedir;

“Hak arama durumunda olan kişi, talepte bulunacağı hukukî

ilişkiyi, muhatabını ve bu ilişkiden dolayı talep edeceği miktarı

asgarî olarak bilmesine ve tespit edebilmesine rağmen, alacağı-

nın tamamını tam olarak tespit edemeyebilir. Özellikle, zararın

baştan belirlenemediği, ancak bir incelemeden sonra tam ola-

rak tespiti mümkün olan tazminat taleplerinde böyle bir durumla

karşılaşılabilmesi söz konusudur. Hukuk sistemimiz içinde, böyle

bir durumla karşılaşan kişinin hak araması bakımından birçok

güçlük söz konusudur. Öncelikle kendisinden aslında tam olarak

bilmediği bir alacak için dava açması istenmekte, ayrıca, daha

sonra kendi talebinden daha fazla bir miktar alacağının olduğu

ortaya çıktığında da bunu davayı genişletme yasağı çerçevesinde