MEDENÎ USUL HUKUKU
261
Belirsiz Alacak Davası
2
*
Av. Süleyman Sevinç
Hukuk Postası’nın Mayıs 2010 tarihli sayısında yer alan “Kısmi
Dava” başlıklı makalede de belirtildiği üzere, 4.11.2000 tarihli Resmi
Gazetede yayınlanan, Anayasa Mahkemesinin 20.07.1999 tarih 1999/1
E. 1999/33 K.sayılı kararı ile mer’i Hukuk Usulü Muhakemelri Kanunu-
nun 87.maddesinin son cümlesindeki “müddei ıslah suretiyle müddeabihi
tezyit edemez” hükmü iptal edilmiş ve bu iptal neticesinde kısmi dava
açmak mümkün hale gelmiştir.
Bilindiği gibi davacı, kısmi davada saklı tuttuğu fazlaya ilişkin hakla-
rını, ek bir dava açarak isteyebileceği gibi, müddeabihin arttırılmasını ön-
leyen yasal düzenlemenin yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi kararı
ile ortadan kalkmasından yararlanarak, müddeabihi aynı davada kısmi
ıslah dilekçesi verip harcını yatırmak suretiyle arttırabilir.
Davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kıs-
mi dava açar. Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava
açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkar olunan hakkın ancak bir
bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı
nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.
Kısmi davanın amacı, dava masraflarından tasarruf edilmesidir. Da-
vacı, bütün davanın harç ve masraflarını baştan yüklenmek istemeyebi-
lir. Davacı, açtığı bu kısmi dava ile yargılamanın gidişatını görmeyi ve
talep sonucuna da buna göre şekil vermeyi amaçlar. Bu şekilde davacı,
davayı açarken yüksek miktarda harç ödemekten kurtulmakta ve davanın
akıbetinden büyük oranda emin olduktan sonra harcı tamamlamaktadır.
Uygulamada genellikle davacılar, açtıkları kısmi davadaki gelişmelere
göre (örneğin bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra bilirkişi raporunda
beliren sonuç ve kanaate göre) ıslah yolu ile müddeabihi arttırmayı tercih
etmektedirler.
Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Özel Dairelerce oybirliği ile
benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tu-
*
Nisan 2011 tarihli Makale