HUKUK POSTASI 2011
266
edilmiştir. İhtiyati tedbir kararının haksız olduğunun kabul edil-
mesi için davanın esası yönünden hüküm verilmesi zorunlu değil-
dir. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi dahi ihtiyati
tedbirin haksız sayılması için yeterlidir.”
(Yargıtay 7. H.D.’nin,
23.07.2008 tarihli, 2008/1996 E. – 2008/3247 K. sayılı kararı)
“İhtiyati tedbir dolayısıyla uğranılan zarardan sorumlu olmak
için yalnız tedbirin haksız olduğunun anlaşılması yeterli olup,
ayrıca ihtiyati tedbir kararı alanın herhangi bir kusurunun araş-
tırılması gerekmez.”
(Yargıtay 4. H.D.’nin 27.02.1975 tarihli,
1973/13954 E. – 1975/2496 K. sayılı kararı)
Üçüncü dava şartı ise, aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınan ve icra
edilmiş olan tarafın veya üçüncü kişinin, bu haksız ihtiyati tedbirden za-
rar görmüş olması gerektiğidir. Bu zarar, haksız ihtiyati tedbir koyduran
tarafın, ihtiyati tedbir kararının icra edildiği tarih ile ihtiyati tedbirin kalk-
tığı tarih arasındaki dönemde meydana gelmiş olan zarardır.
Bir başka dava şartı ise, haksız ihtiyati tedbirden dolayı tazminat da-
vası açan davacının ödenmesini istediği zararı ile haksız ihtiyati tedbir
arasında uygun illiyet bağının, sebep-sonuç ilişkisinin bulunmasıdır.
Haksız ihtiyati tedbirden dolayı, ihtiyati tedbir koyduran tarafın ku-
sursuz sorumluluğu kabul edilmiştir. Bunun anlamı, haksız ihtiyati tedbir
koydurtmuş olan tarafın, bundan doğan zararla sorumlu tutulabilmesi için
ihtiyati tedbiri kötü niyetle istemiş ve koydurmuş olması gerekmediğidir.
Sonuç olarak önemli olan, ihtiyati tedbirin haksız olması ve bir zarara
neden olmuş olmasıdır.
Haksız ihtiyati tedbir koyduran taraf, sadece maddi zararlardan so-
rumludur. Manevi tazminat istenebilmesi, ancak Borçlar Kanunu’nun 49.
Maddesinde yer alan, kusura dayalı sorumluluk şartlarının gerçekleşmesi
ile mümkündür. Dolayısıyla manevi tazminat ancak ihtiyati tedbir koydu-
ran tarafın kötü niyetli ve kusurlu olması halinde istenebilecektir.
Haksız ihtiyati tedbirden dolayı tazminat davası, HUMK’nun yürür-
lükte olduğu dönemde görev ve yetki yönünden genel hükümlere tâbi
iken, HMK ile birlikte, esas hakkında kararı veren mahkemede açılması
hüküm altına alınmıştır. Bu dava tıpkı haksız fiillerde olduğu gibi, bir
yıllık zamanaşımına tâbidir. Zamanaşımı, ihtiyati tedbirin haksız olup ol-