Previous Page  283 / 440 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 283 / 440 Next Page
Page Background

MEDENÎ USUL HUKUKU

269

(3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat

edilmiş olması hali dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun

geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.

Buna göre kısmi davanın ortaya koyduğu ekonomik yarar ortadan

kaldırılarak, kısmi dava açma imkânının, talep konusunun niteliği itiba-

riyle bölünebilir olması, miktarın taraflar arasında tartışmalı olması ya

da baştan beri açıkça belirli olmaması koşullarına bağlanmış ve böylece

uygulama alanı daraltılmıştır.

Dolayısıyla kısmi dava, davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan

alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek

açtığı ve sadece bölünebilir talepler için söz konusu olabilen bir davadır.

Kanun maddenin ikinci fıkrasında, talep konusunun miktarının taraflar

arasında tartışmasız ve açıkça belirli olması durumunda kısmi dava açı-

lamayacağına hükmetmiştir. Buna göre talep konusunun miktarı taraflar

arasında tartışmasız ise veya taraflar arasında miktar veya parasal tutar

bakımından bir tartışma var ancak miktar herkesçe anlaşılabilecek şekil-

de belirli ise, kısmi dava açma imkânı bulunmamaktadır.

Maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, önceki kanun dönemindeki en bü-

yük sorunlardan biri ortadan kaldırılmaktadır. Buna göre dava açılırken,

fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu açıkça belirtmeyen davacının, bu

haklarından zımnen feragat etmiş olduğunu kabul eden Yargıtay uygu-

lamaları rafa kalkacaktır. Dolayısıyla kısmi dava açılırken fazlaya iliş-

kin haklar saklı tutulmamış olsa dahi, geri kalan kısım için kesin hüküm

verilene kadar dava açabilmek mümkün olacaktır. Geri kalan kısımdan

feragat, ancak açıkça feragat edildiği bildirilmiş ise gerçekleşecektir.

Alacağın miktarının baştan belirli olmadığı hallerde ise yine Hukuk

Muhakemeleri Kanunu ile düzenlenen bir kurum olan “belirsiz alacak

davası” yoluna gidilmesi gerekecektir. Bu davanın tanıdığı imkân saye-

sinde, daha önce kısmi davaya konu edilen ve tam miktarı belirli olmayan

alacak davalarında farazi bir tutar belirlenerek kısmi dava açılmasına ge-

rek kalmamaktadır. Aynı şekilde kısmi davaya konu edilemeyen manevi

tazminat davaları da belirsiz alacak davasına konu edilebilecektir.

Belirsiz alacak davası açabilmenin mümkün olduğu hallerde kısmi

dava açmak elverişli olmayacaktır. Zira kısmi dava açılırken, alacağın

kalan kısmı için zamanaşımı süresi kesilmemiş olacak ayrıca ıslah yolu