MEDENÎ USUL HUKUKU
269
(3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat
edilmiş olması hali dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun
geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.
Buna göre kısmi davanın ortaya koyduğu ekonomik yarar ortadan
kaldırılarak, kısmi dava açma imkânının, talep konusunun niteliği itiba-
riyle bölünebilir olması, miktarın taraflar arasında tartışmalı olması ya
da baştan beri açıkça belirli olmaması koşullarına bağlanmış ve böylece
uygulama alanı daraltılmıştır.
Dolayısıyla kısmi dava, davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan
alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek
açtığı ve sadece bölünebilir talepler için söz konusu olabilen bir davadır.
Kanun maddenin ikinci fıkrasında, talep konusunun miktarının taraflar
arasında tartışmasız ve açıkça belirli olması durumunda kısmi dava açı-
lamayacağına hükmetmiştir. Buna göre talep konusunun miktarı taraflar
arasında tartışmasız ise veya taraflar arasında miktar veya parasal tutar
bakımından bir tartışma var ancak miktar herkesçe anlaşılabilecek şekil-
de belirli ise, kısmi dava açma imkânı bulunmamaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, önceki kanun dönemindeki en bü-
yük sorunlardan biri ortadan kaldırılmaktadır. Buna göre dava açılırken,
fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu açıkça belirtmeyen davacının, bu
haklarından zımnen feragat etmiş olduğunu kabul eden Yargıtay uygu-
lamaları rafa kalkacaktır. Dolayısıyla kısmi dava açılırken fazlaya iliş-
kin haklar saklı tutulmamış olsa dahi, geri kalan kısım için kesin hüküm
verilene kadar dava açabilmek mümkün olacaktır. Geri kalan kısımdan
feragat, ancak açıkça feragat edildiği bildirilmiş ise gerçekleşecektir.
Alacağın miktarının baştan belirli olmadığı hallerde ise yine Hukuk
Muhakemeleri Kanunu ile düzenlenen bir kurum olan “belirsiz alacak
davası” yoluna gidilmesi gerekecektir. Bu davanın tanıdığı imkân saye-
sinde, daha önce kısmi davaya konu edilen ve tam miktarı belirli olmayan
alacak davalarında farazi bir tutar belirlenerek kısmi dava açılmasına ge-
rek kalmamaktadır. Aynı şekilde kısmi davaya konu edilemeyen manevi
tazminat davaları da belirsiz alacak davasına konu edilebilecektir.
Belirsiz alacak davası açabilmenin mümkün olduğu hallerde kısmi
dava açmak elverişli olmayacaktır. Zira kısmi dava açılırken, alacağın
kalan kısmı için zamanaşımı süresi kesilmemiş olacak ayrıca ıslah yolu