HUKUK POSTASI 2011
258
Burada şu husus da belirtilmelidir ki, usulün 22. maddesindeki dü-
zenleme davanın davalı bakımından yetkili olan mahkemede görülmesine
engel olmak üzere getirilmiş bir hüküm niteliğinde kabul edilemez.
Maddeyi bu esasa aykırı yönde yorumlamak belirli bir mahkemenin
belli bir uyuşmazlığa bakamayacağı yolunda olumsuz yetki sözleşmeleri-
nin de geçerli bulunduğu sonucunu doğurur ki bu tür sözleşmeler belirli
bir mahkemeye peşinen güvensizlik ifade edeceğinden ve bu bakımından
kamu düzenine aykırı olacağından geçersiz sayılırlar. Kaldı ki yetki söz-
leşmeleri ile kabul edilen yetki hükümleri bu haktan yararlanacak kimse
lehine bozulmuş sayılırlar ve sözleşmeden doğan ve bir taraf yararına
konulan yetkiye ilişkin düzenlemeden yararlanacak taraf tek taraflı ira-
desiyle sözü edilen düzenlemenin getirdiği olanaktan vazgeçerek kanu-
nen yetkili bulunan mahkemede dava açabilir. Bütün bu hukuki esasların
doğal sonucu olarak yetki sözleşmesi ile kanunen yetkili olan genel ve
özel yetkili mahkemelerin de yetkilerinin ortadan kaldırılamayacağının
kabulü zorunludur.
04.02.2011 tarih, 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girecek olan 12.01.2011 tarih, 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) ise yetki sözleşmeleri alanın-
da kökten değişiklikler yapılmıştır. Anılan kanunun yetki sözleşmelerini
düzenleyen 17. maddesi aşağıdadır:
Yetki sözleşmesi
MADDE 17- (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında
doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya bir-
den fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca
aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu
mahkemelerde açılır.
Madde metni okunduğu vakit açıkça görüleceği üzere, HMK ile yet-
ki sözleşmelerine dair Yargıtay’ın tutarlı içtihatları ve varolan uygulama
tamamen değişmektedir.
Bu değişiklik Yasa Koyucu tarafından maddenin gerekçesinde ayrın-
tılı olarak açıklanmıştır.