REKABET HUKUKU
123
Akaryakıt Dağıtım Sektöründe Milat Doluyor: 18 Eylül 2010
*
Hatırlanacağı üzere Rekabet Kurulu 5.3.2009 tarih ve 09-09/186-56
sayılı Kararında, Pol-Pet Petrol Ürünleri Tur. Konaklama ve Din Tesisleri
Ltd. Şti. (bundan böyle “Pol-Pet” olarak anılacaktır) ile M-Oil (bundan
böyle “M-Oil” olarak anılacaktır) arasında imzalanan bayilik sözleşme-
si ve buna bağlı intifa hakkı sözleşmesini Rekabet Hukuku kapsamında
değerlendirerek, 2002/2 Sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti
Tebliği’nde (bundan böyle “Tebliğ” olarak anılacaktır) öngörülen grup mu-
afiyetinden ancak 18.09.2010 tarihine kadar yararlanacaklarına bu tarihten
sonra ise muafiyetten yararlanamayacaklarına karar verdi. Sektörde “intifa
kararları” olarak adlandırılan Pol-Pet kararı ve aynı yöndeki 5.3.2009 tarih
ve 09-09/187-57 sayılı Barbaros Akaryakıt kararı piyasada büyük yankı
uyandırdı, hem olumlu hem de olumsuz eleştirilere hedef oldu. Pol-Pet
kararı ve öncesindeki kararlar da Derginin Mayıs 2009 sayısında yayın-
lanan “Rekabet Kurulu Akaryakıt Sektörüne Yeni Düzen Getirdi” başlıklı
makalemde incelendi.
Pol-Pet Kararı
Karara konu olayda da Pol-Pet ile M-Oil arasında bir bayilik sözleş-
mesi vardı ve bu sözleşmeye bağlı olarak, Pol-Pet’e ait taşınmaz üzerine
bayilik karşılığı 15 yıl süre ile intifa hakkı kurulmuştu.
Bayilik sözleşmeleri açısından da uygulanan Tebliğ uyarınca, rekabet
yasaklarının Tebliğ kapsamında kalması için en fazla 5 yıl için öngörül-
mesi gerekir. Tebliğ m. 5/a uyarınca
“Alıcıya getirilen belirsiz süreli veya
süresi beş yılı aşan rekabet etmeme yükümlülüğü”
bu Tebliğ kapsamında
değerlendirilmez ve muafiyetten yararlanmaz.
Rekabet Kurulu, bayilik sözleşmesi kapsamında düzenlenen rekabet
yasağı için öngörülen 5 yıllık süre sınırının aşılıp aşılmadığını değer-
lendirirken bayilik sözleşmesi ile bağlantılı kredi sözleşmeleri, ekipman
sözleşmeleri, uzun süreli kira sözleşmeleri ya da uzun süreli intifa hakkı
tanınması gibi şahsî ya da aynî hakları da dikkate alır. Kurul’a göre bu
sözleşmeler veya haklar rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde
kullanılamaz. Bu nedenle bu tür sözleşmelerin varlığı halinde beş yılı aşan
süreler bakımından Tebliğ’de belirtilen muafiyet koşulları ortadan kalkar.
*
Ağustos 2010 tarihli Makale – Prof. Dr. H. Ercüment Erdem