Previous Page  271 / 496 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 271 / 496 Next Page
Page Background

lar belirtilmiştir. Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesi’nin E.2014/11009

K.2014/15095 sayılı ve 18.11.2014 tarihli kararında davacı ve davalı-

nın aralarında dava konusu inşaatı birlikte yapmak üzere adi ortaklık

kurmuşlardır. Ancak, bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere inşaatın ta-

mamlandığı ve ortaklık amacının gerçekleştiği tespit edilmiştir. Yargı-

tay, davacının adi ortaklığa ilişkin sermaye payını talep etmesinin aynı

zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyesini de kapsadığını belirtmiştir.

Bu doğrultuda, Yargıtay adi ortaklıkların tasfiyesinde mahkemelerin

izlemeleri gereken yolu belirlemiştir.

Karara göre, mahkeme öncelikle ortaklık sözleşmesinde tasfiye

usulüne ilişkin bir hüküm bulunup bulunmadığını tespit eder. Böyle bir

hüküm var ise tasfiye prosedürünü buna göre yürütür. Eğer tasfiye hük-

mü bulunmuyorsa, mahkeme, ortaklardan bir tasfiye memuru atamala-

rını ister. Ortaklar tasfiye memuru atamada anlaşamazlarsa, mahkeme

ortaklık konusunda uzman bir veya üç adet tasfiye memurunu re’sen

atar. Tasfiye işlemleri, atanacak olan tasfiye memurunca yürütülecek-

tir. Yargıtay, söz konusu kararında, tüm tasfiye işlemlerinin (yerine gö-

re uzamak veya kısalmak kaydıyla) üçer aylık sürelerden oluşan üç

aşamada gerçekleştirileceğinden bahsetmiş ve mahkemelerin tasfiye

memurları aracılığıyla yürüteceği tasfiye işlemlerini sıralamıştır. Buna

göre; mahkeme öncelikle yönetici ortaktan harcamalara ilişkin hesap

listesini ister. Yönetici ortağın bu listeyi vermemesi, hesap verme yü-

kümlülüğünden kaçındığı anlamına gelecektir.

Ortaklar arasında hesap listesi üzerinde uyuşmazlık çıkması duru-

munda bu uyuşmazlık, ortaklardan toplanan deliller vasıtasıyla çözü-

me kavuşturulur. Çıkarılan hesap listesi doğrultusunda, gelir giderler,

ortaklığın aktif ve pasifi belirlenir. Bu belirlemeye esas belgelerin or-

taklık amacını gerçekleştirmek için uygun olup olmadığı denetlenir ve

nihayetinde ortaklığın malvarlığı değeri tespit edilir. Borçlar aktifler-

den mahsup edilir. Bunun üzerine, ortakların vermiş oldukları avanslar,

yaptıkları giderler ve koymuş oldukları sermayeler iade edilir. Tüm bu

aşamalardan sonra kalan kazanç veya zarar ortaklar arasında paylaştı-

rılır ve tasfiye tamamlanır. Aynı kararda Yargıtay, adi ortaklık ortakla-

rından birinin sermaye koyma borcunu yerine getirmemesinin tasfiye-

ye engel olmayacağını sadece tasfiye esnasında gözetilmesi gereken

bir husus olduğunu belirtmiştir.

BORÇLAR HUKUKU

255