lar belirtilmiştir. Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesi’nin E.2014/11009
K.2014/15095 sayılı ve 18.11.2014 tarihli kararında davacı ve davalı-
nın aralarında dava konusu inşaatı birlikte yapmak üzere adi ortaklık
kurmuşlardır. Ancak, bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere inşaatın ta-
mamlandığı ve ortaklık amacının gerçekleştiği tespit edilmiştir. Yargı-
tay, davacının adi ortaklığa ilişkin sermaye payını talep etmesinin aynı
zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyesini de kapsadığını belirtmiştir.
Bu doğrultuda, Yargıtay adi ortaklıkların tasfiyesinde mahkemelerin
izlemeleri gereken yolu belirlemiştir.
Karara göre, mahkeme öncelikle ortaklık sözleşmesinde tasfiye
usulüne ilişkin bir hüküm bulunup bulunmadığını tespit eder. Böyle bir
hüküm var ise tasfiye prosedürünü buna göre yürütür. Eğer tasfiye hük-
mü bulunmuyorsa, mahkeme, ortaklardan bir tasfiye memuru atamala-
rını ister. Ortaklar tasfiye memuru atamada anlaşamazlarsa, mahkeme
ortaklık konusunda uzman bir veya üç adet tasfiye memurunu re’sen
atar. Tasfiye işlemleri, atanacak olan tasfiye memurunca yürütülecek-
tir. Yargıtay, söz konusu kararında, tüm tasfiye işlemlerinin (yerine gö-
re uzamak veya kısalmak kaydıyla) üçer aylık sürelerden oluşan üç
aşamada gerçekleştirileceğinden bahsetmiş ve mahkemelerin tasfiye
memurları aracılığıyla yürüteceği tasfiye işlemlerini sıralamıştır. Buna
göre; mahkeme öncelikle yönetici ortaktan harcamalara ilişkin hesap
listesini ister. Yönetici ortağın bu listeyi vermemesi, hesap verme yü-
kümlülüğünden kaçındığı anlamına gelecektir.
Ortaklar arasında hesap listesi üzerinde uyuşmazlık çıkması duru-
munda bu uyuşmazlık, ortaklardan toplanan deliller vasıtasıyla çözü-
me kavuşturulur. Çıkarılan hesap listesi doğrultusunda, gelir giderler,
ortaklığın aktif ve pasifi belirlenir. Bu belirlemeye esas belgelerin or-
taklık amacını gerçekleştirmek için uygun olup olmadığı denetlenir ve
nihayetinde ortaklığın malvarlığı değeri tespit edilir. Borçlar aktifler-
den mahsup edilir. Bunun üzerine, ortakların vermiş oldukları avanslar,
yaptıkları giderler ve koymuş oldukları sermayeler iade edilir. Tüm bu
aşamalardan sonra kalan kazanç veya zarar ortaklar arasında paylaştı-
rılır ve tasfiye tamamlanır. Aynı kararda Yargıtay, adi ortaklık ortakla-
rından birinin sermaye koyma borcunu yerine getirmemesinin tasfiye-
ye engel olmayacağını sadece tasfiye esnasında gözetilmesi gereken
bir husus olduğunu belirtmiştir.
BORÇLAR HUKUKU
255