li hükümleri de dâhil olmak üzere), distribütörlük sözleşmesi sözlü
olarak dahi kurulabilmektedir.
Yukarıda belirtilenlere karşın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu dikkate alındığında, acentelik ilişkisi hususunda herhangi bir
uyuşmazlık çıktığı takdirde uyuşmazlık konusu tutar 2500 TL’yi (yak-
laşık olarak 1100 Euro) geçerse sözleşmenin geçerliliğini kanıtlamak
için bir yazılı belge örneğin müvekkil ve acente tarafından imzalanmış
bir belge gerekmektedir.
Distribütörlük Sözleşmelerinin Sona Ermesi
Doktrin ve Türk hukuku uygulaması distribütörlük sözleşmelerinin
sona ermesi için altı yol sunmaktadır. Bunlar; (i) karşılıklı fesih, (ii) be-
lirsiz bir süre için yapılmış distribütörlük ilişkinlerinde olağan fesih (bir
sebebe dayanmadan), (iii) belirli bir süre için yapılmış distribütörlük
ilişkisinde sürenin sona ermesi, (iv) sebebe bağlı fesih, (v) herhangi bir
tarafın iflası, (vi) distribütörün ölümü/ kısıtlanma-sıdır.
Karşılıklı fesih için her iki tarafın da sözleşmenin feshi konusunda
anlaşmalarının yanında feshin şartları bakımından da anlaşmaları ge-
rekmektedir. Bunun dışında, sözleşmenin süresinin sona ermesi, bir ta-
rafın iflası veya ölümü genellikle herhangi bir yasal uyuşmazlık yahut
tartışmanın olmadığı sona erme sebepleridir. Bu sebeple distribütörlük
sözleşmelerinin sona ermesi ile ilgili yasal tahlillerimiz olağan ve se-
bebe bağlı feshe dayanacaktır.
Olağan Fesih (Sebebe Bağlı Olmaksızın)
TTK’nın 121. Maddesi taraflara belirsiz bir süre için yapılmış
acentelik sözleşmesini üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla fes-
hetme imkânı tanımaktadır. Türk doktrini bu maddede belirtilen üç ay-
lık ihbar süresinin distribütörlük sözleşmelerine de uygulanacağı ko-
nusunda hemfikirdir
2
ve bu görüş uygulamada da kabul edilmektedir.
Ancak Türk doktrininde ihbar süresinin ilişkinin dinamiklerine (örne-
ğin distribütörlüğün uzunluğu, yapılan yatırım ve işin niteliği gibi) da-
yanılarak uzatılabileceğini savunan bir görüş de bulunmaktadır.
274
HUKUK POSTASI 2012
2
İşgüzar
, s. 143 vd., Tandoğan, s. 29 vd. Bazı hallerdeYargıtay ihbar süresinin “ olayı çevreleyen
koşullar, sözleşmenin niteliği ve ekonomik büyüklüğü, tarafların niteliklerini” dikkate alarak
belirlenmesi gerektiğini belirtir (bakınız 11. HD T. 15.01.1992, E. 1990/001959, K.
1992/000096).