İdari Yargıda Kanun Yoluna Başvuruda Parasal Sınır
Giriş
İdari yargıda konusu paraya ilişkin olan idari davalarda, idare ve vergi mahkemelerince verilen karara karşı olağan kanun yollarına başvuru hakkı, hukukumuzda uyuşmazlığın belirli bir parasal sınırı aşmasına bağlanmıştır. İstinaf ve temyiz başvuruları için belirlenen parasal sınır ise her yıl yeniden değerleme oranında artırılarak güncelleneceği hususu hüküm altına alınmış ancak kanun yoluna başvuruda hangi tarihteki parasal sınırın uygulanacağı hususu kanunda açıkça düzenlenmemiştir.
İstinaf ve temyiz kanun yoluna başvuru açısından hangi tarihteki parasal sınırın esas alınacağının açık ve net bir şekilde düzenlenmemesi yakın zamanda Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) iki kararına konu olmuş ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İYUK”) bazı hükümlerinin iptal edilmesi ile sonuçlanmıştır. Bu çalışmada İYUK’un 46. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin (“m. 46/1-b”) iptaline karar veren AYM’nin 2023/36 E. 2023/142 K. sayılı ve 26.07.2023 tarihli kararı (“AYM Kararı-1”)[1] ile İYUK’un 45. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesi (“m.45/1-2.c”) ile Ek-1 maddesinin iptaline karar verilen AYM’nin 2023/81 E. 2023/184 K. sayılı ve 26.10.2023 tarihli kararı (“AYM Kararı-2”)[2] incelenecektir.
Kanun Yoluna Başvuruda Parasal Sınır ve Zaman Bakımından Uygulanması
İYUK m.45/1-2.c, istinaf kanun yoluna tabi olan ilk derece mahkemesi kararlarında; İYUK m.46/1-b ise temyiz kanun yoluna tabi olan kararlarda parasal sınırları düzenlemiştir. İYUK m.45/1-2.c belli bir parasal sınırı aşmayan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağını; İYUK m. 46/1-b ise değeri ancak belli bir parasal limiti aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalarda verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceğini ihtiva eder. Ayrıca, İYUK Ek Madde 1, bahsi geçen parasal sınırların her yıl “yeniden değerleme” oranında artırılarak uygulanmasını öngörmüştür.
Ancak bahsi geçen hükümler ve mevzuatta bu uygulamanın derdest idari davalara etkisine dair açık bir düzenleme yer almamaktadır. Bu durum istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru bakımından parasal sınırların ne zaman uygulanacağına dair pratikte sorun yaratmaktadır.
Bu soruna çözüm olarak Danıştay ve bölge idare mahkemeleri şöyle bir içtihat geliştirmişlerdir: İstinaf kanun yolu açısından parasal sınırlar ilk derece mahkemelerinin karar tarihi; temyiz kanun yolu açısından ise istinaf merciinin karar tarihi esas alınarak, bahsi geçen kararlara karşı istinaf veya temyiz kanun yolunun açık olup olmadığı belirlenir.[3]
Ancak, doktrinde belirtildiği üzere bu yaklaşım başka sorunlara yol açabilir. Çünkü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 2576 sayılı Kanun’un lafzından farklı olarak, İYUK'taki düzenlemeler parasal sınırların dava tarihi esas alınarak uygulanmasına imkân tanır. Ayrıca, istinaf ve temyiz kanun yollarındaki parasal sınırların derdest idari davalar üzerindeki etkisi, hukuk güvenliği ilkesinin usul kurallarının derhal uygulanması ilkesine feda edilmesi sonucunu doğurabilir ve bu durum hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Nitekim, parasal sınırların her yıl değişmesinin öngörülebilirlik ilkesini zedelemesi; aynı tarihte, aynı parasal taleple açılan iki idari davanın farklı takvim yılları içinde sonuçlanması halinde kararlardan birinin güncellenen parasal sınırın altında kalması ihtimalinin de eşitlik ilkesinin ihlaline neden olması mümkündür.[4] Bahsi geçen bu hususlar, bu çalışmada incelenen AYM Kararlarında değerlendirilmiştir.
AYM Kararı-1
AYM Kararı-1’e konu olayda, ödenen damga vergilerinin iadesi talebiyle açılan davada, Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi İYUK’un 46. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle anılan hükmün iptalini talep etmiştir.
AYM, itiraza konu kuralın, belirli bir parasal sınırın altında kalan davalarda hükmün denetlenmesini talep etme hakkına yönelik bir sınırlama getirdiğini, hükmün denetlenmesini talep etme hakkını sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin keyfîliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olması gerektiğini ifade etmiştir. Yaptığı incelemede AYM, temyize tabi olacak kararların belirlenmesinde kullanılan parasal sınırın her yıl güncellenmesi nedeniyle, temyiz kanun yoluna başvurabilmek için hangi tarihteki parasal sınırın geçerli olacağının kanunda net ve öngörülebilir bir şekilde belirlenmesini gerektirdiğini, ancak, bu konunun kanunda belirli bir açıklıkta ve öngörülebilirlikte düzenlenmemiş olmasını, kuralın kanunilik şartını taşımadığı şeklinde değerlendirmiştir.
AYM ayrıca, sadece dava değeri nedeniyle önemsiz sayılmayacak uyuşmazlıkların istinaf mahkemesi kararıyla herhangi bir denetimden geçmeksizin kesinleşmesinin, hak arama özgürlüğünü ve verilen hükmün başka bir yargı mercii tarafından denetlenmesini talep etme hakkını ihlal ettiğini de değerlendirmiştir. Zira, AYM’ye göre parasal sınırı düzenleyen kural nedeniyle mahkeme hükmünün denetlenememesi, kişilere aşırı bir külfet yüklemekte ve İYUK m. 46/1-b’nin amaçlarından biri olan Danıştay’ın iş yükünü azaltma amacı ile davacıların hükmün denetlenmesini talep etme haklarını kullanmalarındaki arasındaki dengenin, davacılar aleyhine bozulmaktadır.
AYM İYUK m. 46/1-b’nin Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir. AYM Kararı-1, 13 Ekim 2023 tarihli ve 32338 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. AYM Kararı-1 yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girecektir.
AYM Kararı-2
AYM Kararı-2’ye konu olayda, mahkeme kararı uyarınca tahakkuk eden karar ilam harcının vadesinde ödenmemesi üzerine düzenlenen ödeme emrinin iptaline ilişkin dava ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından verilen idari para cezasına ilişkin açılan davada, Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi ve İstanbul 13. İdare Mahkemesi İYUK’un m.45/1/2.c ile Ek 1. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle anılan hükümlerin iptalleri için başvurmuştur.
İtiraza konu kuralı inceleyen AYM, AYM Kararı-1’de olduğu gibi, hükmün denetlenmesini talep etme hakkını sınırlamaya yönelik kanuni düzenlemenin belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olması gerektiğini, parasal sınırın her yıl güncellenmesi nedeniyle, istinaf kanun yoluna başvurabilmek için hangi tarihteki parasal sınırın geçerli olacağının kanunda belirli bir açıklıkta ve öngörülebilirlikte düzenlenmemiş olduğunu bu durumun kanunilik ilkesinin ihlali olduğunu değerlendirmiştir.
AYM, parasal sınırı düzenleyen İYUK m.45/1/2.c ile parasal sınırda güncellemeyi ihtiva eden İYUK’un Ek-1 maddesinin, Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir. AYM Kararı-2, 21 Aralık 2023 tarihli ve 32406 Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. AYM Kararı-2 yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girecektir.
Sonuç
AYM, yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında hem temyiz hem de istinaf kanun yolu bakımından parasal sınır öngören hükümler ile parasal sınırların güncellenmesini düzenleyen İYUK hükmünü iptal etmiştir. Anılan AYM kararlarının yürürlüğe girmesi için öngörülen 9 aylık süreler dolmamıştır.
AYM Kararlarının iptal gerekçeleri incelendiğinde, kanun yolları için öngörülen parasal sınırların doğrudan Anayasa’ya aykırı olduğu çıkarımı yapılamayabilir. Zira AYM, parasal sınırın değil, parasal sınıra ilişkin belirsizliklerin ve uygulamadaki sorunların Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiğine dikkat çekmiştir. AYM Kararı-1 ve AYM Kararı-2’de yer alan iptal gerekçeleri dikkate alarak yapılmış yeni bir kanuni düzenleme henüz bulunmamaktadır. Bununla birlikte, bu dokuz aylık süreler içerisinde herhangi bir düzenleme yapılmadığı takdirde; idari yargıda kanun yoluna başvurulması için öngörülen parasal sınır koşulu ortadan kalkmış sayılabilir. Bu durumda özellikle istinaf başvurusunun kapsamının genişleyebileceği değerlendirilir.
- Anayasa Mahkemesi, 2023/36 E., 2023/142 K, T. 26.07.2023 (R.G.: 13.10.2023 /32338)
- Anayasa Mahkemesi, 2023/81 E., 2023/184 K., T. 26.10.2023 (R.G.: 21.12.2023 /32406)
- Kararlar için bkz. Yılmaz, Serdar. “İdari Yargıda ‘Parasal Sınırlar’ın Konu Ve Zaman Bakımından Uygulanması Sorunu”. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 72, sy. 4 (Şubat 2024): 1905-2006, s.1976-1977 dpn. 2021
- ibid s.1977-1978
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Katılım Öncesi Yardım Aracı IPA II Kapsamında Tarım ve Kırsal Kalkınma İçin IPARD II Yardımı 2014-2020 Finansman Anlaşmasında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Avrupa Komisyonu Arasında 6/12/2023 ve 20/12/2023 Tarihli Mektupların Teatisi Yoluyla İmzalanan Değişiklik...
Türkiye Cumhuriyeti Adına 30 Kasım 2023 Tarihinde İmzalanan Ekli 2022 Yılı İçin Türkiye’ye Yönelik Yıllık Eylem Programına Ait Finansman Anlaşmasının İlişik Notalarla Birlikte Onaylanması Hakkında 7996 sayılı ve 27.12.2023 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı 28.12.2023 tarihli ve 32413 sayılı Resmî Gazete’de
7478 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Maldivler Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Hizmetleri Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 29.11.2023 tarihli ve 32384 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi...
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sosyal Yardım ve Sosyal Hizmet Alanında İşbirliği Yapılmasına Dair Protokolün Onaylanması Hakkında 24.10.2023 tarihli ve 7731 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 25.10.2023 tarihli ve 32350 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı...
7459 sayılı Hükümetlerarası Kuru Limanlar Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 17.10.2023 tarihli ve 32342 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı...
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Macaristan Hükümeti Arasında 06/04/2023 Tarihinde İmzalanan Spor Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanması Hakkında 14.09.2023 tarihli ve 7611 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 15.09.2023 tarihli ve 32310 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı...
Miras hukukumuzun temeli sayılabilecek olan tereke kavramı, bir kimsenin ölümü sonrasında kendisine ait olan mal, hak ve borçlarının tamamını işaret eden bir kavramdır. Tarih içerisinde insanoğlu kimi zaman dini inanışları gereği geride kalan ve değer atfettiği eşyaları ile gömülürken zaman ilerledikçe terekenin...
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Madencilik Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanması Hakkında 21.07.2023 tarihli ve 7393 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 22.07.2023 tarihli ve 32256 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı...
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A.Ş. (TKYB) ve Alman Kalkınma Bankası (KfW) Arasında 06.04.2023 Tarihinde İmzalanan Hibe Anlaşması 04.07.2023 tarihli ve 32238 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı...
Miras sözleşmeleri miras bırakanın mirasçısı ya da üçüncü kişiyle gerçekleştirdiği ölüme bağlı tasarruf içeren sözleşmelerdir. Ölüme bağlı tasarruf, miras bırakanın ölümünden sonra hüküm doğurmasını istediği emirlerini içeren bir hukuki işlemdir. Ölüme bağlı tasarruf kavramı iki anlamda kullanılır; maddi...
2023 Yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanması Hakkında 06.06.2023 tarihli ve 7302 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 07.06.2023 tarihli ve 32214 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı...
28 Nisan 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) 22.02.2023 tarihli, E.: 2022/155-K.: 2023/38 sayılı kararı (“Karar”) ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) kadının evlendiğinde eşinin soyadını almasını zorunlu kılan 187. maddesinin birinci cümlesi kaldırıldı. Bu çalışmada...
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ile Alman Kalkınma Bankası (KfW) Arasındaki Temiz Enerji ve Enerji Verimliliği Önlemleri Projesine Dair 19/3/2018 tarihli Finansman Anlaşması Hakkında Ayrı Anlaşmaya İlişkin Ekli Tadilat Mektubunun Onaylanması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 7158) 25 Nisan 2023...
Kuzey Atlantik Antlaşması’na Finlandiya Cumhuriyeti’nin Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanması Hakkında 01.04.2023 tarihli ve 7025 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 02.04.2023 tarihli ve 32151 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı...
Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği Arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin Gümrük Alanında İşbirliğine İlişkin Birlik Programı olan ‘Gümrükler’e Katılımı Konusunda Anlaşmanın 1 Ocak 2021 Tarihinden Geçerli Olmak Üzere Onaylanması Hakkında 08.03.2023 tarihli ve 6913 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 09.03.2023 tarihli...
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 14’üncü Maddesinin Dördüncü Fıkrasında Yer Alan İstisnanın, Kurumların 31.12.2022 tarihli Bilançolarında Yer Alan Yabancı Paralar İtibarıyla da Uygulanması Hakkında 25.01.2023 tarihli ve 6728 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 26.01.2023 tarihli ve 32085 sayılı Resmi...
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Geçitkale Hava Meydanı Enerji Nakil Hatlarının Deplase Edilmesine İlişkin Protokolün Onaylanması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 6647) 06 Ocak 2023 tarihli ve 32065 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi...
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 14 Nisan 2022 Tarihinde İmzalanan İktisadi ve Mali İş birliği Anlaşması- Ek Anlaşma’nın Onaylanması Hakkında 23.11.2022 tarihli ve 6416 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 24.11.2022 tarihli ve 32023 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlandı...
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanması Hakkında 19.10.2022 tarihli ve 6238 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 20.10.2022 tarihli ve 31989 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı...
Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) Kapsamında Akdedilen 2015 Yılı Türkiye İçin Yıllık Eylem Programına Ait Finansman Anlaşmasında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Avrupa Komisyonu Arasında 12.08.2022 ve 31.08.2022 tarihli Mektupların Teatisi Yoluyla İmzalanan...
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Arasında OECD Ankara Çok Taraflı Vergi Merkezi’nde Çok Taraflı Vergi Programının Uygulanması Hakkında Mutabakat Muhtırasının 1 Ocak 2022 Tarihinden Geçerli Olmak Üzere Onaylanması Hakkında 15.09.2022 tarihli ve...
Sosyal medyanın modern bir kitle iletişim aracına dönüşmesi ile birlikte, reklamcılık ve pazarlama kavramları da yeni bir boyut kazanmıştır. Sosyal medya üzerinden takipçi kitlelerini "etkileyerek" çeşitli ürün ve hizmetleri tanıtan influencer'lar (diğer bir deyişle, sosyal medya etkileyicileri), yeni nesil reklam...
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci Maddesinin Birinci Fıkrasında Yer Alan Gecikme Zammı Oranının, Her Ay İçin Ayrı Ayrı Uygulanmak Üzere %2,5 Olarak Belirlenmesi Hakkındaki 20.07.2022 tarihli ve 5801 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 21.07.2022 tarihli ve...
Avrupa Birliği Sığınmacı Mali İmkânı İkinci Dönemi (FRIT-II) Kapsamında İşgücü Piyasasına Geçişin Desteklenmesi Projesi’ne İlişkin Olarak Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası Arasında...
2022 Yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanması Hakkında 23.05.2022 tarihli ve 5596 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 24.05.2022 tarihli ve 31845 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı...
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fildişi Sahili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanması Hakkında 23.04.2022 tarihli ve 5520 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 24.04.2022 tarihli ve 31819 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı...
Anayasa Mahkemesi 29.09.2021 tarihli ve 2018/357 başvuru numaralı kararında (“Karar”) yaptığı inceleme sonucunda, başvurucunun toplu konut yapımı amacıyla kamulaştırılan taşınmazlarının kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılmaması...
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) 101. maddesinde tanımlandığı üzere, vakıflar; gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Vakıflar “ideal amaçlı” tüzel kişilerdir. Bir başka deyişle, vakıflar kazanç paylaşma amacı...