sıyla esasen bu sorumluluk tüzel kişi üye için geçerli olmalıdır. Fakat
uygulamada ilgili vergi makamlarının vergi borcundan dolayı temsilci-
nin malvarlığına gitmesi de olasıdır; zira, kural olarak öncelikle yü-
kümlünün kendisi aranmakla beraber, ne vergi yükümlüsü anonim şir-
ketten ne de yönetim kurulu üyesi tüzel kişiden tahsil edilemeyen borç
için tüzel kişinin kanuni temsilcisi olarak gerçek kişinin sorumluluğu
söz konusu olabilir.
VUK m.8 f.2 de “vergi sorumlusu” verginin ödenmesi bakımından
alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olarak tanımlanmakta-
dır. Bu kapsamda tüzel kişinin kanuni temsilcisi olan yönetim kurulu
üyelerinin vergi sorumlusu olduğu genel kabul görür, dolayısıyla yöne-
tim kurulu üyelerinin malvarlığından tahsilatta bulunulması söz konu-
su olabilir. Bir adım daha ileriye gidip vergi sorumlusu olan yönetim
kurulu üyesi tüzel kişiden de tahsilatta bulunulamaması halinde, söz
konusu tüzel kişi üyenin kanuni temsilcilerinin malvarlığına gidilebi-
leceği düşünülebilir. Bu durumda yönetim kurulu üyesi tüzel kişinin
temsilcisinin malvarlığına gidilip gidilemeyeceği konusunda bir açık-
lık yoktur. Belirtilmelidir ki daha sonra, vergi sorumlusuyla vergi yü-
kümlüsü arasındaki iç ilişkiye göre, vergi sorumlusu vergi yükümlüsü-
ne rücu edebilir.
Sonuç
Doktrinde ileri sürülen görüşler ve TTK gerekçesi dikkate alındı-
ğında, yönetim kurulu üyesi olarak esasen tüzel kişi yönetim kurulu
üyesinin sorumlu olması görüşünün benimsendiği söylenebilir. Ancak
bu konu uygulamayla netlik kazanacaktır.
16
HUKUK POSTASI 2014