Previous Page  28 / 440 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28 / 440 Next Page
Page Background

HUKUK POSTASI 2011

14

veya yokluğuna karar verilemez. Bu durum, işlem güvenliğinin korunma-

sı yönünden önem taşır. Ancak, fesih yoluna başvurulması menfaatlerin

dengelenmesi açısından daha elverişlidir. TTK’da, kuruluş işlemlerin-

deki önemli sakatlıklardan dolayı şirketin feshine karar verilebilmesini

öngören bir hüküm yoktur. Bu boşluk, TTK m.299/5’te düzenlenen fesih

davasının, 24 Haziran 1995 tarih ve KHK/559 sayılı Kanun Hükmünde

Kararname ile yürürlükten kaldırılmasıyla doğdu.

Yeni TTK m.353, fesih davasına imkân vererek söz konusu boşlu-

ğu doldurdu. Bu madde uyarınca, kuruluşta ve sermaye artırımında bazı

önemli sebeplerin varlığında şirketin feshine karar verilebilir. Ancak,

fesih davası açılabilmesi için, şirketin kurulmasında kanun hükümlerine

aykırı hareket edilmek suretiyle, alacaklıların, pay sahiplerinin veya ka-

munun menfaatlerinin önemli bir şekilde tehlikeye düşürülmüş veya ihlal

edilmiş olması şarttır.

Fesih davasının davacıları

numerus clausus

olarak sayılır. Buna göre;

Yönetim Kurulunun, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın, ilgili alacaklının

veya pay sahibinin istemi üzerine, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki

asliye ticaret mahkemesince şirketin feshine karar verilebilir. Mahkeme,

şirketin feshine karar vermek yerine, eksikliklerin giderilebilmesi ve ay-

kırılıkların düzeltilebilmesi için süre verebilir. Burada, feshin son çare

olması ilkesi göz önünde bulundurulur.

Sonuç

Yeni TTK ile A.Ş.’lerin kuruluşuna ilişkin hükümlerinin; TTK’daki

eksikliklerin giderilmesi, uygulama kapsamında gerekli uyarlamaların

yapılması ve işleyişin kolaylaştırılması kapsamında değerlendirilmesi

uygun olacaktır. Tek kişilik A.Ş. ve fesih davası ile, uygulamadaki ihti-

yaçları karşılayacak düzenlemeler, kanun kapsamına alınmıştır. Kayıtlı

sermaye sistemi ve halka açık kurulma konusundaki düzenlemeler, işle-

yişi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, kuruluş işlemleri hakkında

bilgi verme yükümlülükleri ile de, A.Ş.’lere hâkim olan ilkelerden olan

bilgi edinebilme ve şeffaflık ilkeleri vurgulanmaktadır.