İŞ HUKUKU
249
İşletme içi sebepler ise kararda,
“işverenin, işletme yönetiminin esa-
sını teşkil eden işletme politikasını gerçekleştirmek için, teknik, organi-
zasyon ve teknik sahada aldığı bütün tedbirler”
olarak tanımlanmaktadır.
Bu anlamda işverenin yönetsel karar alma hakkının bulunduğu açıktır ve
işveren bu hakkını kullanmaktadır. Karara göre;
“
İşletme içi sebeplerden kaynaklanan fesihlerde, işveren hangi ted-
birleri aldığını ve bu tedbirlerin iş sözleşmesi feshedilen işçinin işi-
ne nasıl etki ettiğini ortaya koymak zorundadır. İşveren, işletme içi
tedbirlerin amaca uygunluğunu ve gerekliliğini gerekçelendirmek
zorunda değildir. İşletme içi sebeplere dayanılarak yapılan fesihlerde
mahkemeler tarafından dikkate alınacak husus, işletmesel kararın fi-
ilen uygulamaya geçirilip geçirilmediği ve feshi ihbar süresinin geç-
mesiyle birlikte, işçinin işyerinde çalışma imkânının ortadan kalkıp
kalkmadığıdır.”
Feshin Son Çare Olması İlkesi
Bu çerçevede, işletmesel kararların mahkemece yerindelik denetimi-
ne tabi tutulmadığı anlaşılır. Zira İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde, feshin
geçerli sebebe dayandırılması halinde ispat yükünün işverende olduğu
belirtilmiştir. Kısacası işveren, feshin keyfilikten uzak, kaçınılmaz ve
son çare olduğunu ispatlar. Kararda feshin kaçınılmazlığı denetiminin
“ekonomik açıdan değil, teknik denetim kapsamında, bu kararın huku-
ka uygun olup olmadığı ve işçinin çalışma olanağını ortadan kaldırıp
kaldırmadığı yönünde, kısaca feshin son çare olması ilkesi çerçevesinde
yapılması gerektiği”
vurgulanmıştır.
Keyfilik
Kararda söz konusu işletmesel kararın keyfilikten uzak olması gerek-
tiği şu şekilde ortaya konulmuştur:
“İş ilişkisinde işletmesel kararla iş sözleşmesini fesheden işve-
ren, Medeni Kanun’un 2. maddesi uyarınca, yönetim yetkisi kap-
samındaki bu hakkını kullanırken keyfi davranmamalı, işletmesel
kararı alırken dürüst olmalıdır. Keyfilik denetiminde işverenin
keyfi davrandığını işçi iddia ettiğinden, genel ispat kuralı gereği
işçi bu durumu kanıtlamalıdır.”