Avrupa Adalet Divanı’ndan Futbolda Emsal Karar: Lassana Diarra Davası
Giriş
Eski futbolcu Lassa Diarra (Chelsea, Real Madrid ve Arsenal gibi birçok üst düzey kulüpte futbol oynamış) tarafından başlatılan hukuki süreçte, Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD” veya “Mahkeme”) 4 Ekim 2024 tarihli kararı (“Karar”) ile futbolda emsal bir karara imza attı. ABAD, önüne gelen uyuşmazlıkta FIFA’nın transfer ve sözleşme kurallarının Avrupa Birliği (“AB” veya “Birlik”) yasalarına uygun olup olmadığını inceledi. Basın tarafından “Yeni Bosman Kararı” olarak haberlere konu edilen karar ile ABAD, FIFA’nın bazı transfer kurallarının işçilerin serbest dolaşım hakkına ve AB yasalarına aykırı olduğuna hükmetti.[1]
Davanın Arka Planı
Fransa’da ikamet eden Futbolcu Lassana Diarra (“Diarra” veya “Futbolcu”), 20.08.2013 tarihinde Lokomotiv Moskova ile dört yıllık bir sözleşme imzalamış, ancak bu sözleşme imzalanmasının ardından bir yıl sonra, Lokomotiv Moskova tarafından Futbolcu’nun uygunsuz davranışları iddia edilerek 22.08.2014 tarihinde feshedilmiştir. Kulüp, Diarra’nın haklı bir neden olmaksızın sözleşmeyi ihlal ettiğini ileri sürerek FIFA Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (“FIFA UÇK”) nezdinde 20 milyon Euro tazminat talep etmiştir. Diarra ise karşı dava açarak ödenmemiş maaşını ve erken fesih nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiştir, ancak FIFA UÇK, Diarra’nın Lokomotiv Moskova’ya 10,5 milyon Euro tazminat ödemesine karar vermiştir. Diarra, DRC’nin bu kararını Spor Tahkim Mahkemesi’nde (“CAS”) temyiz etmiştir; ancak CAS, 27 Mayıs 2016 tarihinde FIFA UÇK’nın kararını onamıştır.
Sözleşmesinin feshedilmesinin ardından Diarra, yeni bir kulüp bulmakta zorluklarla karşılaştığını, zira kendisini transfer eden herhangi bir kulübün FIFA transfer talimatları uyarınca Lokomotiv Moskova’ya ödeyeceği tazminattan müştereken sorumlu tutulabileceğini belirtmiştir. 2015’in başında, Diarra’ya bir Belçika kulübü olan Sporting du Pays de Charleroi tarafından bir sözleşme teklifi yapılmıştır; ancak bu teklif iki koşula bağlı kılınmıştır: (i) Diarra, FIFA, UEFA ve Belçika futbol federasyonu (“RFBA”) tarafından düzenlenen tüm organizasyonlarda kulübün birinci takımında oynamak için uygun olacak ve (ii) Royal Charleroi, Lokomotiv Moskova’ya herhangi bir tazminat ödemek zorunda kalmayacak. Günün sonunda ise, FIFA ve RFBA müşterek sorumluluktan kaçınma güvencesi vermeyi reddetmiş ve Lokomotiv Moskova uluslararası transfer sertifikasını (“ITC”) vermeyi reddetmiştir. Bu şekilde Diarra’nın Royal Charleroi’ya transferi engellenmiştir. Diarra daha sonra, Temmuz 2015’te başka bir Fransız kulübü ile tescil olmuştur.
Diarra 2015 sonunda Belçika mahkemelerinde (Hainaut Ticaret Mahkemesi- Charleroi bölgesi) FIFA ve RFBA aleyhine dava açmıştır. Diarra, FIFA Oyuncuların Statüsü ve Transferleri Talimatı’nın (“OSTT”) (2014 versiyonu)[2] belirli kurallarının istihdamını engellediğini ve AB rekabet yasalarını ve serbest dolaşımı ihlal ettiğini iddia etmiş ve her iki kurumun kötü yönetimi nedeniyle uğradığı zararlar için 6 milyon Euro tazminat talep etmiştir.
2017 yılında mahkeme davaya yetkili olduğunu beyan etmiş ve Diarra’nın talebinin prima face -ilk bakışta- geçerli olduğunu tespit ederek FIFA ve RFBA’nın müştereken Diarra’ya geçici bir ödeme yapmasına karar vermiştir. FIFA, bu karara karşı Belçika Mons Temyiz Mahkemesi’ne itiraz etmiş ve Mons Temyiz Mahkemesi, Diarra’nın talebinin kabul edilebilir ve Belçika yargısına uygun olduğunu değerlendirmiştir.
Uyuşmazlıkta Diarra, OSTT kurallarının (özellikle Madde 9 ve Madde 17) serbest dolaşım ve AB’nin rekabet kurallarını ihlal ederek Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın (“ABİDA”) 45 ve 101. maddelerini ihlal ettiğini savunmuştur. Öte yandan, FIFA ve RFBA, RSTP kurallarının profesyonel futbolda sözleşme ilişkilerinin istikrarını ve takım kadrolarının sürekliliğini sağlamak gibi meşru kamu yararına hizmet ettiğini iddia etmiştir.
Nihayetinde, Mons Temyiz Mahkemesi (“Başvuran Mahkeme”), yeni kulüplerin oyuncunun sözleşme ihlali/feshi sorumluluğunu paylaşmasını gerektiren ve ihtilaflı durumlarda transfer sertifikası verilmesini engelleyen FIFA düzenlemelerinin, işçilerin serbest dolaşımı ve rekabeti koruyan AB yasalarını ihlal edip etmediğine dair soruları Avrupa Adalet Divanı’na yöneltmiştir.
ABAD Tarafından İncelenen OSTT Kuralları
Başvuran Mahkeme, ABAD’a, ABİDA’nın 45 ve 101. maddelerinin, dünya çapında futbolu düzenleme, organize etme ve denetleme amacı güden bir özel hukuk tüzel kişisi tarafından kabul edilen kurallarını yasaklayıp yasaklayamayacağını sormuştur. Bu bağlamda, ABAD özellikle FIFA’nın 2014 tarihli OSTT kurallarının “Profesyoneller ile Kulüpler Arasında Sözleşme İstikrarının Korunması” başlıklı bölümünde yer alan kuralları incelemiştir; bu kuralların bazıları şöyle özetlenebilir:
Tazminattan Müşterek Sorumluluk:
OSTT’nin ana fikrine göre, bir futbolcu ile kulüp arasındaki sözleşme ancak: (i) sözleşme süresinin sona ermesi, (ii) karşılıklı anlaşma veya (iii) haklı bir sebebin bulunması durumlarında (tazminat, sportif yaptırım gibi) herhangi bir neticeye yol açmadan sona erdirilebilir. Genellikle sözleşmeyi ihlal eden taraf tazminat ödemekle yükümlüdür (OSTT madde 17/1). Kulüp ile futbolcu arasındaki iş sözleşmesi haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğinde, futbolcu ve futbolcuyu fesihten sonra istihdam eden yeni kulüp, eski kulübe tazminat ödeme konusunda müştereken sorumlu tutulur (OSTT madde 17/2). Tazminat, OSTT’de belirtilen ilkelere göre belirlenir.
Koruma Dönemindeki İstihdamlar için Yaptırımlar:
Eğer futbolcunun istihdamı, feshedilen sözleşmenin koruma dönemine[3] denk geliyorsa, yeni kulüp de sportif yaptırımlarla (örneğin, belirli bir süre yeni oyuncu kaydının yasaklanması) karşı karşıya kalabilir (OSTT Madde 17/4). Bu yasaktan kaçınmak için yeni kulüp, oyuncunun sözleşmeyi ihlal etmesini teşvik etmediğini kanıtlamak zorundadır.
ITC Engeli:
OSTT’ye göre, bir futbolcu yeni bir federasyona ancak önceki federasyon tarafından verilen ITC’nin yeni federasyon tarafından alınması durumunda tescil edilebilir (OSTT madde 9). Önceki federasyon, eski kulüp ile profesyonel oyuncu arasında sözleşmenin feshiyle ilgili bir anlaşmazlık varsa ITC’yi vermek zorunda değildir. Sonuç olarak, kulüp ile futbolcu arasındaki bir anlaşmazlık durumunda, futbolcu yeni federasyon nezdinde tescil edilemez ve yeni kulüp için futbol müsabakalarına katılamaz.
ABAD’ın Başlangıç Yorumları
İşçilerin serbest dolaşımı ve diğer hukuki hususları değerlendirmeden önce, ABAD özetle şu hususları not etmiştir:
Spor faaliyetleri ekonomik bir faaliyet teşkil eder; bu nedenle Birlik hukukunun hükümleri spor faaliyetlerine uygulanır ve spor federasyonları tarafından kabul edilen kurallar ABİDA kapsamına girer. Yalnızca, ekonomik olmayan nedenlerle benimsenen ve sadece sporun kendisiyle ilgili konuları ele alan kurallar, ekonomik faaliyet ve Birlik hukuku kapsamı dışında kabul edilir (örneğin, ulusal takım müsabakalarından yabancı oyuncuların dışlanmasına ilişkin kurallar veya bireysel yarışmalarda sporcuların sıralama kriterleri). Benzer şekilde, spor federasyonlarının kuralları ve davranışları, uygulama koşullarının sağlanması halinde ABİDA’nın rekabet hükümlerine tabidir.
Davaya konu kurallar, futbolcuların istihdamını (örneğin, oyuncuların iş sözleşmelerini, çalışma koşullarını) doğrudan etkiler ve futbolcuların müsabakalara katılımını, dolayısıyla ekonomik faaliyetlerinin merkezini etkiler. Profesyonel futbol kulüplerinin katıldığı müsabakaların ekonomik bir doğası vardır ve takımların oluşumu rekabet açısından önemli bir faktördür. Bu nedenle, futbolcu sözleşmeleri veya futbolcu transferleriyle ilgili kurallar futbol kulüpleri arasındaki ekonomik koşulları ve rekabeti doğrudan etkiler.
Tüm bu açıklamalar ışığında, davaya konu yukarıda anılan söz konusu kurallar ABİDA’nın 45 ve 101. maddelerinin uygulama kapsamına girmektedir.
İşçilerin Serbest Dolaşımı: ABİDA Madde 45
ABAD öncelikle, OSTT’nin belirli kurallarının ABİDA madde 45[4] uyarınca işçilerin serbest dolaşımını engelleyip engellemediğini incelemiştir.
ABAD, haklı bir sebep olmaksızın sözleşmenin feshedilmesi durumunda hem futbolcuyu hem de yeni kulübü tazminat ödeme yükümlülüğü altında tutan ve tazminat miktarını belirleyen OSTT hükümlerinin, bu kuralların varlığı ve kombinasyonu nedeniyle diğer AB kulüplerinin Diarra gibi bir oyuncuyu transfer etmeye yönelik teşviklerini azalttığını ve büyük sportif risklerin yanında önemli hukuki, öngörülemez ve potansiyel olarak çok yüksek mali risklerle karşılaşılmasına yol açtığını belirtmiştir. Ayrıca, bir uyuşmazlık olması durumunda ITC verilmesini engelleyen kuralların, futbolcuların başka bir AB ülkesinde çalışabilme yetisini de engelleyerek serbest dolaşımlarını kısıtladığını not etmiştir. ABAD, Karar’da işçilerin haklarının önemini vurgulamış ve profesyonel futbolcuların, AB hukuku çerçevesinde diğer çalışanlarla aynı yasal korumalara sahip olmaları gerektiğini belirtmiştir.
ABAD ayrıca, işçilerin serbest dolaşımını kısıtlayan devlet dışı tedbirlerin (i) ABİDA ile uyumlu meşru bir kamu yararına hizmet etmesi ve (ii) orantılılık ilkesine uygun olması durumunda kabul edilebilir olabileceğini ifade etmiştir.
ABAD, nihayetinde müsabakaların düzenliliği ve bütünlüğünün kamu yararına yönelik meşru bir hedef olarak tanınması gerektiğini kabul etmiştir. Bununla birlikte, orantılılık ilkesine ilişkin kaygılarını vurgulanmıştır.
ABAD, OSTT’nin belirli kurallarının aşırı derecede kısıtlayıcı olduğunu not etmiştir. Örneğin, bir oyuncunun haklı bir sebep olmadan sözleşmesini feshettiği durumlarda, FIFA’nın eski kulübe ödenecek tazminatı belirlemek için koyduğu kriterler, yeni sözleşmedeki oyuncunun maaşını veya eski kulübün oyuncu üzerindeki harcamalarını dikkate aldığından orantısız bir yük oluşturmaktadır. Ayrıca, her bir davanın özel koşulları dikkate alınmaksızın yeni kulübün belirsiz bir tazminat için otomatik müşterek sorumluluğu, son derece sorunlu olarak değerlendirilmiştir. Yeni kulübün oyuncunun erken fesih kararını teşvik ettiği varsayımı, sportif yaptırımlara yol açması nedeniyle de orantısız bulunmuştur.
Buna ek olarak, eski federasyonun, eski kulüp ile oyuncu arasında sözleşmenin erken feshi ile ilgili bir anlaşmazlık olması durumunda ITC’nin verilmesini engelleyebilme kuralı, ABAD tarafından orantılılık ilkesini açıkça ihlal eder şekilde değerlendirilmiştir. Bu genel kural, bireysel davaların özel koşullarını, özellikle ihlalin maddi gerçeklerini, oyuncunun ve eski kulübün davranışlarını ve varsa yeni kulübün rolünü dikkate almamaktadır. Bu nedenle, oyuncunun kayıt ve müsabakalara katılım yasağı doğası gereği ‘aşırı’ olarak değerlendirilmiştir. ABAD, bu kuralların futbolcuların kariyerleri boyunca iş değiştirme esnekliğini sınırlayarak serbest dolaşımlarını engelleyebileceğini ifade etmiştir.
Sonuç olarak, ABAD, FIFA’nın kurallarının oyuncuların kariyerlerini fiilen sonlandırabilecek kadar kısıtlayıcı olduğunu ve bu kuralların AB’nin temel serbest dolaşım ilkesini ihlal ettiğini tespit etmiştir. ABAD ayrıca, bu düzenlemelerin orantılılık değerlendirmesinin nihai olarak ulusal mahkemelere bırakılması gerektiğini belirtmiş; ancak, FIFA’nın futbolcuların serbest dolaşımını kısıtlayan orantısız kurallarını gözden geçirmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Rekabet: ABİDA Madde 101
Kararın devamında AAD, ABİDA’nın 101. maddesini[5], işçilerin serbest dolaşımı ve rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar bağlamında ele almıştır. AAD, FIFA’nın profesyonel futbolcuların sözleşmelerinin sona ermesi ve transferleriyle ilgili kurallarının, Avrupa içi ticarette rekabeti olumsuz etkileyip etkilemediği incelenmiştir.
ABAD öncelikle, ABİDA 101. maddenin FIFA gibi spor federasyonlarını ve bu federasyonların aldığı kararları da kapsadığını belirtmiş, ardından FIFA’nın, üyeleri olan ulusal futbol federasyonları ve profesyonel futbol kulüplerine ekonomik açıdan bağlayıcı kararlar alabilmesi, bu tür federasyonları “işletme birliği” olarak değerlendirilmesine olanak tanıdığını not etmiştir. Dolayısıyla futbolcu transferleri ve sözleşme feshine ilişkin kuralların ABİDA 101. madde kapsamına girdiği görülmektedir.
ABAD, FIFA'nın futbolcuların başka bir kulüpte çalışabilmesi için belirli koşullara tabi tutulmasını, yeni kulüplere ağır mali yükümlülükler getirmesini ve yeni kulübün sportif yaptırımlara maruz kalmasını rekabeti sınırlandırıcı bulmuştur.
Karar’da, futbol ve sporun icrasından doğan ekonomik faaliyetler bağlamında, FIFA gibi bir dernek tarafından, uluslararası müsabakaların organizasyonunun ve yürütülmesinin yeknesaklık ve koordinasyon sağlanmasına yönelik şekilde ortak kurallara tabi tutulması meşru kabul edilmiştir. Özellikle profesyonel futbol kulüplerinin bu müsabakalara katılacak takımları oluşturma koşullarının ve oyuncuların bu müsabakalarda yer alma şartlarının ortak kurallar aracılığıyla belirlenmesinin, bu ortak kurallara uyumun sağlanması amacıyla yaptırım hükümlerinin getirilmesinin meşru olduğu not edilmiştir.
Buna karşın, Mahkeme futbolun kendine has özelliklerinin ve kulüpler arası müsabakaların organizasyonu ve ticarileşmesini içeren ekonomik piyasa koşullarının, futbolcuların sınır ötesi rekabete katılmak amacıyla tek taraflı olarak işe alınması olasılığını tamamen yasaklayacak veya ağır bir kısıtlamaya tabi tutacak bir gerekçe oluşturmayacağını ifade etmiştir. AAD “saldırgan işe alım uygulamalarını önleme” kisvesi altındaki bu kuralların, gerçekte kulüpler arasında rekabet etmeme anlaşmalarını temsil ettiğini, ulusal ve yerel pazarların tüm kulüplerin yararına yapay olarak bölümlendirilmesiyle sonuçlandığını ifade etmiştir.
ABAD ayrıca “sözleşme hukukun klasik mekanizmalarının, örneğin bir oyuncunun sözleşmesinin feshi durumunda ilgili kulübün, sözleşme hükümlerini ihlal eden başka bir kulübün teşvikiyle de olsa, tazminat talep etme hakkının, bir yandan oyuncunun sözleşmedeki hükümler doğrultusunda o kulüpte kalmasını sağlamak için ve diğer yandan kulüpler arasında sözleşmenin sona ermesi veya kulüpler arasında bir mali anlaşma yapılması durumunda oyuncunun işe alınmasını sağlamak için yeterli olduğuna” dikkat çekmiştir.
ABAD transfer kurallarının içeriği ve içinde bulundukları ekonomik ve hukuki bağlam dikkate alındığında, bu kuralların doğası gereği, kulüplerin en üst düzey oyunculara erişim için rekabet etme imkanını önemli ölçüde kısıtladığı ve AB genelinde rekabeti engellemeyi amaçladığı sonucuna varmıştır. Bu nedenle, kuralların etkilerini ayrıca incelemeye gerek olmadığı belirtilmiştir.
Sonuç
Sonuç olarak ABAD, futbolcu sözleşmelerinin haklı neden olmaksızın feshedilmesi neticesinde ortaya çıkan tazminat sorumluluğu, sportif yaptırımlar ve uluslararası transfer sertifikası çıkmamasına ilişkin kurallarını hem işçilerin serbest dolaşımı hem de AB rekabet kurallarına aykırı bulmuştur. Bu kuralların ABİDA madde 45 ve 110’a aykırı bulunmuş olması FIFA başta olmak üzere FIFPRO[6] , ECA[7] gibi kuruluşlar nezdinde yankı uyandırmıştır. Nitekim FIFA 14 Ekim 2024’te websitesinden, OSTT’nin 17. maddesi hakkında global bir diyalog başlatma planını duyurmuş, bu hususta yorum yapmaları ve fikirlerini paylaşmaları için paydaşlarına resmi davet gönderileceğini açıklamıştır[8] . AAD Kararı’nın ardından gelinen noktada, FIFA’nın futbol transfer sistemini düzenleyen kurallarında esaslı değişikliğe gitmesi beklenmektedir.
- Kararın tam metni için bkz. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/FR/TXT/HTML/?uri=CELEX:62022CJ0650
- 2014’ten bu yana, OSTT’de çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Diarra tarafından başlatılan davaya OSTT 2014 versiyonu konu olmuştur.
- OSTT koruma dönemini şu şekilde tanımlar: Profesyonel futbolcunun 28. doğum gününden önce imzalanan bir sözleşmenin yürürlüğe girmesini takip eden üç tam sezon veya üç yıl (hangisi önce gerçekleşirse), ya da futbolcunun 28. doğum gününden sonra imzalanan bir sözleşmenin yürürlüğe girmesini takip eden iki tam sezon veya iki yıl (hangisi önce gerçekleşirse).
- ABİDA madde 45 milliyete dayalı olsun ya da olmasın, kendi ülkelerinden ayrılmalarını engelleyerek veya caydırarak bir başka üye devlette çalışmak isteyen AB vatandaşlarını dezavantajlı duruma düşüren tedbirleri yasaklar.
- ABİDA madde 101, üye ülkeler arasındaki ticareti etkileyebilecek ve iç pazarda rekabeti engelleyen, kısıtlayan veya bozan tüm işletmeler arasındaki anlaşmaları, işletme birliklerinin kararlarını ve uyumlu eylemleri yasaklar.
- FIFPRO’nun basın açıklaması için bkz. https://fifpro.org/en/supporting-players/obtaining-justice/governance-and-representation/fifpro-statement-decision-of-european-court-of-justice
- ECA’in basın açıklaması için bkz. https://www.ecaeurope.com/news-media-releases/eca-statement-on-the-court-of-justice-of-the-european-union-cjeu-judgement-concerning-lassana-diarra/
- FIFA’nın duyurusu için bkz. https://inside.fifa.com/legal/football-regulatory/news/fifa-to-open-global-dialogue-on-article-17-of-the-regulations-on-the-status-and-transfer-of-players
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.