7405 sayılı Kanun Düzenlemeleriyle TFF Hukuk Kurullarının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı
Giriş
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Hukuk Kurulları’nın bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri, spor hukukunun temel direklerinden birini oluşturur. Bu bağlamda, TFF bünyesinde faaliyet gösteren Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (UÇK) ve Tahkim Kurulu’nun yapısal ve işlevsel özellikleri, spor hukukunun adil ve etkin işleyişi için hayati önem taşımaktadır. Son yıllarda, ulusal ve uluslararası alanda yaşanan gelişmeler, bu kurulların bağımsızlık ve tarafsızlık standartlarının gözden geçirilmesini ve güncellenmesini zorunlu kılmıştır. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eleştirileri ve sonrasında yapılan yasal düzenlemeler, TFF’nin hukuki yapısını ve spor uyuşmazlıklarının çözüm süreçlerini doğrudan etkilemiştir.
Bu makalede, TFF Hukuk Kurulları’nın bağımsızlık ve tarafsızlığının sağlanmasına yönelik atılan adımlar 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu (“7405 sayılı Kanun”) ve 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun (“TFF Kanunu”) kapsamında incelenecektir.
TFF Tarafından Benimsenen Yargılama Usulü
TFF’nin iki temel hukuki organı olan Tahkim Kurulu ve Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, Türk futbolunun adil ve etkin yargılamasında merkezi bir rol oynaması için kurulmuştur. Bu kurullar, sportif uyuşmazlıkların çözümünde ilk ve ikinci derece yargısal mekanizmalar olarak işlev görmektedir. Tahkim Kurulu, genellikle itiraz mercii olarak konumlandırılırken, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu ise ilk derece kararlarını veren kurum olarak faaliyet göstermektedir. Her iki kurulun da yapısal özellikleri, TFF’nin hukuki statüsünün ve sportif yargılamanın niteliğinin anlaşılması açısından kritik öneme sahiptir. Bu bağlamda, 7405 sayılı Kanun ve TFF Kanunu kapsamında yapılan değişiklikler, bu kurulların bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerini pekiştirmeyi amaçlamıştır.
TFF bünyesindeki Uyuşmazlık Çözüm Kurulu ve Tahkim Kurulu’nun yapıları ve işleyişleri, Türk futbolunda önemli bir yargısal mekanizmayı temsil etmektedir. Ancak, bu kurulların oluşumu, yapısı ve kararlarının niteliği ile ilgili zaman zaman eleştiriler de gündeme gelmiştir. UÇK, TFF Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca kurulan bir ilk derece hukuk kurulu olarak, sportif cezalar ve yetiştirme tazminatı konularında kararlar vermektedir. Bu kurulun üyeleri, TFF Yönetim Kurulu tarafından seçilmekte olup, bu seçim sürecinin şeffaflığı ve bağımsızlığı bazen sorgulanmaktadır.
TFF’nin en üst hukuk kurulu olan Tahkim Kurulu ise, hem yönetim hem de disiplinle ilgili kararları inceleyerek, UÇK’nın ilk derece kararlarına itirazları değerlendirir. Tahkim Kurulu’nun kararları genellikle kesin kabul edilir ve bu durum, yargısal denetim eksikliği eleştirilerine yol açabilmektedir. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eleştirileri ve sonrasında 7405 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler, bu kurulların bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerinin güçlendirilmesine yönelik adımlar olarak değerlendirilse de, kurulların yapısında ve işleyişinde hâlâ eleştiri konusu olan alanlar mevcuttur.
Her ne kadar Türkiye’de sistem eleştirilse de, yapı olarak Dünya genelinde de spor yargılamasında tahkim usulü, genellikle adil ve hızlı bir çözüm yöntemi olarak kabul edilmektedir. Örneğin, İngiltere Futbol Federasyonu (FA) ve İtalya Futbol Federasyonu (FIGC) gibi birçok Avrupa ülkesinde de benzer tahkim kurulları bulunmaktadır. Bu kurullar, sportif uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir role sahip olup, genellikle federasyonların iç hukuk sistemine entegre edilmişlerdir. Ayrıca, uluslararası alanda Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) gibi kurumlar, spor hukukunda tahkimin yaygınlığının ve öneminin bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tür kurulların varlığı, spor yargılamasının özgün doğasını ve sporcuların hakkaniyet temelinde yargılanma ihtiyacını vurgulamaktadır.
Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (UÇK)
UÇK’nın yapısı ve işleyişi, bazı eleştirilere konu olmuştur. Kurul üyelerinin seçimi, TFF Yönetim Kurulu tarafından yapıldığı için, bu seçim sürecinin şeffaflığı ve bağımsızlığı zaman zaman sorgulanmaktadır. Kurul, sportif uyuşmazlıkların ilk derece yargılamasında önemli bir rol oynasa da, kararlarının nihai ve bağlayıcı olmaması ve Tahkim Kurulu’na itiraz imkanı sunması, bazı durumlarda yargılama sürecinin uzamasına yol açabilmektedir. Bu bağlamda, UÇK’nın kararları ve işleyişi, spor hukukunun adil ve etkin yargılanmasında önemli bir yere sahip olmakla birlikte, yapısal ve işlevsel açılardan sürekli iyileştirmeler gerektirmektedir.
TFF Tahkim Kurulu
Tahkim Kurulu ise, UÇK kararlarına itirazları değerlendirerek, Türk futbolunda yargısal sürecin son aşamasını temsil eder. Bu kurul, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerini korumakla yükümlüdür ve yine TFF Yönetim Kurulu tarafından seçilen üyelerden oluşur. Ancak, hem kurul üyelerinin seçiminin TFF Yönetim Kurulu tarafından yapılıyor olması hem de Tahkim Kurulu’nun kararlarının kural olarak kesin ve yargısal denetim dışı kabul edilmesi, bu kurulun işleyişine dair eleştirilere neden olmaktadır. Özellikle, kararların kesinliği, yargısal denetim eksikliği eleştirilerine yol açabilmekte ve hukukun üstünlüğü ilkeleriyle çatışabilmektedir. 7405 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler, Tahkim Kurulu’nun işleyişine daha fazla şeffaflık ve adillik getirmeyi amaçlamış olsa da, bu kurulun yapısında ve işleyişinde eleştiri konusu olan alanlar hâlâ mevcuttur.
7405 Sayılı Kanun ile TFF Hukuk Kurullarında Yapılan Değişiklikler
7405 sayılı Kanun ile hem UÇK hem de TFF Tahkim Kurulu hakkında çeşitli değişiklikler yapılmıştır. UÇK için öngörülen değişiklikler incelendiğinde başvuru ücretleri ve süreçlerinin düzenlendiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun benimsediği şekilde UÇK’ya yapılan başvurular için başvuru değerine bağlı olarak belirlenen ücretlerin yanı sıra bazı durumlarda yalnızca maktu ücretlerin ödenmesi gerekliliği getirildi. Bu şekilde başvuru sürecinin daha şeffaf ve standart hale getirilmesi planlanmıştır. Buna ek olarak, her ne kadar UÇK’nın başvuran taraflarla iletişim için kural olarak faks yolu tercih edilse de tebligatlarının daha etkin ve güncel iletişim araçlarıyla yapılması için gerekli düzenlemeler de yapılmıştır. Bunun dışında dosya takibi süreçlerinin de kolaylaştırılması ve erişilebilirliğin artırılması için gerekli düzenlemeler yapıldı.
TFF Tahkim Kurulu’nun yapısı ve kararların niteliği ile ilgili de önemli sayılabilecek değişiklikler yapılmıştır. Göze çarpan ilk değişiklik kararların kesinliği ve itiraz yollarına ilişkindir. Daha önce Tahkim Kurulu’nun verdiği kararlara karşı herhangi bir itiraz mercii öngörülmemişken, 7405 sayılı Kanun ile getirilen değişiklikle kararlara ilişkin kategorik bir ayrım yapılmış ve futbol faaliyetlerinin yönetimi ve disiplinine ilişkin kararlar hala kesin kabul edilirken, bu konular dışında verilen kararlara karşı iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Bu değişiklikle birlikte, öğretide çokça eleştirilen kararların hukuki denetlenebilirliğinin artırılması amaçlanmıştır. Gerçekten de Tahkim Kurulu’nun belirli kararlarına karşı da olsa denetim mekanizması getirilmesi kararların yargısal denetiminin sağlanması amacıyla atılan önemli bir adımdır.
Buna ek olarak, Tahkim Kurulu üyelerinin en az on yıllık hukuki tecrübeye sahip olmaları gerektiği düzenlenmiştir. Bu husus, Tahkim Kurulu’nun karar verme süreçlerindeki uzmanlığını ve güvenilirliğini artırmayı hedeflemektedir. Son göze çarpan değişiklik ise kararların uygulanması ve icra/infaz süreçlerine ilişkindir. Tahkim Kurulu tarafından verilen ve özellikle kesinleşen kararlar bakımından bu kararlardaki hükümlerin TFF aracılığıyla tahsili öngörülmüş ve TFF’nin kulüpler üstü yetkisinden yararlanılarak gerekirse transfer yasağı uygulamaları gibi farklı hüküm ve sonuçlar içeren tahsil metotları desteklenmiştir.
TFF Hukuk Kurulları’nın Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı
TFF Tahkim Kurulu ve UÇK’nın bağımsızlık ve tarafsızlık konularında ciddi eleştirilere maruz kalması, Türk spor hukukunun temel yapıtaşlarından birini oluşturan bu kurumların işleyişini sorgulamaktadır. Bu eleştiriler, kurulların yargısal bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda yaşanan sorunları ve Anayasa ile uluslararası hukuk normlarına uyum eksikliğini vurgulamaktadır.
TFF Tahkim Kurulu ve UÇK’nın bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine aykırı davranışlarının temelinde, üyelerin TFF Yönetim Kurulu tarafından atanması yer alır. Bu atama süreci, Anayasa’nın 138. maddesinde vurgulanan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlık ilkeleriyle çelişmektedir. Adil yargılanma hakkı, yargı organlarının ve yargısal nitelik taşıyan kurulların bağımsız ve tarafsız olmalarını zorunlu kılar. TFF’nin bu yapısal sorunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesiyle korunan adil yargılanma hakkı ile de uyumsuzdur.[1]
Ayrıca, her ne kadar 7405 sayılı Kanun ile esnetilmiş olsa da, Tahkim Kurulu’nun kararlarının yargısal denetimden muaf tutulması, hukukun üstünlüğü ilkesiyle ciddi bir çatışma içindedir. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirtilen temel hükümlerle uyumsuz olan bu durum, hak arama özgürlüğünün ve adil yargılanma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Bu durum, hukuk devleti ilkesinin temel gerekliliklerinden biri olan yargısal denetim mekanizmalarının işlevselliğini zayıflatır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Ali Rıza ve Diğerleri v. Türkiye[2] davasında verdiği kararda ise, TFF Tahkim Kurulu’nun bağımsızlık ve tarafsızlık açısından yeterli olmadığına hükmedilmiştir. Bu karar, uluslararası hukuk açısından, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun hareket etme yükümlülüğü çerçevesinde değerlendirilmelidir. AİHM’nin bu kararı, TFF’nin hukuki yapısının ve işleyişinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi normlarına uygun hale getirilmesi gerektiğini göstermektedir ve kurulların bağımsızlığını ve tarafsızlığını güvence altına alacak yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Bu eleştiriler, TFF’nin hukuk kurullarının bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerini sürekli olarak gözden geçirmesi ve geliştirmesi gerektiğini göstermektedir. Spor hukukunun ulusal ve uluslararası standartlara uyumlu olması ve hukuk devleti ilkelerine bağlı kalması, Türk futbolunun hukuki altyapısını güçlendirerek sporcuların ve diğer ilgili tarafların haklarının korunmasına katkıda bulunacaktır. Bu durum, hem TFF’nin hem de Türkiye’nin uluslararası hukuk alanındaki itibarını ve güvenilirliğini artıracaktır.
Sonuç
Bu eleştirilere rağmen, her iki kurulun da Türk futbolunun adil ve etkin yargılanması için kritik roller üstlendiği unutulmamalıdır. UÇK ve Tahkim Kurulu’nun işleyişi, spor hukukunun karmaşık ve dinamik doğasına uygun çözümler sunmakta ve sporcuların haklarının korunmasına katkıda bulunmaktadır. Ancak, bu kurulların işleyişindeki şeffaflık ve bağımsızlık ilkelerinin sürekli gözden geçirilmesi ve geliştirilmesi, Türk futbolunun hukuki altyapısının daha sağlam temeller üzerine inşa edilmesi için önemlidir. Bu bağlamda, ulusal ve uluslararası hukuki standartlara uyum sağlayacak şekilde yapısal düzenlemelerin ve reformların devam etmesi gerekmektedir.
- Erbeyin, Necip Fazıl; TFF Hukuk Kurullarının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi; Cilt 9; Sayı 2, Temmuz 2023, s.549
- AİHM, Ali Rıza ve Diğerleri v. Türkiye, B. No 30226/10, T. 28.01.2020.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.