kilde ve sürede ifa edilmiş olması durumunda alacağı durum arasında-
ki fark bu zararı oluşturur. Bu nedenle, müspet zararın tazmininde ko-
runan hukuki yarar alacaklının borcun ifasına olan menfaatidir.
Mahrum kalınan karın müspet zarar kalemlerinden biri olduğu
Yargıtay kararlarında sabittir. Bununla kastedilen, genellikle alacaklı-
nın aynı mal veya hizmeti başka bir kaynaktan temin etmesi nedeniy-
le uğradığı kazanç kaybıdır. Ayrıca, borç hiç veya gereği gibi ifa edil-
mediği için alacaklının noterden ihtar çekme, mehil verme ve benzeri
nedenlerle yaptığı masraflar ile alacaklının ifa edilmeyen sözleşmeyi
ikame etmek üzere başka bir sözleşme kurmak amacıyla yaptığı mas-
raflar da bu kalemlere dâhildir.
Menfi zarar ise alacaklının sözleşmenin geçerliliğine güvenerek
yaptığı masraflara ilişkindir. Alacaklının mal varlığının söz konusu
sözleşme ilişkisine hiç girmeselerdi alacağı değer ile geçersiz kılınan
bu sözleşme ilişkisi sonrasında aldığı değer farkı menfi zararı oluştu-
rur. Menfi zararın tazmininde korunan hukuki yarar alacaklının sözleş-
menin geçerliliğine ilişkin güvenidir.
Menfi zarar kalemlerine sözleşme ilişkisinin tesisine ilişkin her tür-
lü masraf (harçlar ve damga vergisi ödemeleri, yol giderleri, noter mas-
rafları gibi), geçersiz kılınan sözleşmesel ilişki kapsamında yerine geti-
rilen edimlerin iadesinden kaynaklanan masraflar, dava masrafları gibi
masraflar dâhildir. Doktrinde ayrıca, söz konusu sözleşmenin geçerli ol-
duğuna güvenildiği için daha uygun sözleşme fırsatlarının kaçırılmasın-
dan kaynaklanan kayıplar da müspet zarar olarak görülmektedir.
Sonuç
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre, her iki tarafa da borç
yüklenen akitlerde borçlunun temerrüde düşmesi durumunda alacaklı-
nın seçimlik hakları söz konusu olmaktadır. Bu seçimlik haklar, temer-
rüdün genel bir sonucu olan borcun aynen ifasını ve gecikme tazmina-
tı talep etmek, aynen ifadan vazgeçerek müspet zararın tazminini iste-
mek ve sözleşmeden dönerek menfi zararın tazminini talep etmektir.
Müspet zararın tazmini, borcun sözleşmeye uygun olarak ifasına dair
alacaklının menfaatini korumayı hedef alırken, menfi zararın tazmini
ise alacaklının sözleşmenin geçerliliğine olan güvenini korur.
238
HUKUK POSTASI 2014