Burada altı çizilmesi gereken yenilik, on yıllık uzama süresi so-
nunda kiraya verenin, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden
en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep
göstermeksizin sözleşmeye son verebilecek olmasıdır. Hatırlanacağı
üzere, kiraya verenin kira sözleşmesini feshedebilmesi, ancak 6570 sa-
yılı GKHK’nın ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerinde
sayılan ve feshi haklı kılacak nitelikte durumların gerçeklemesini taki-
ben mümkün olabilmekteydi. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde ise
kiraya verenin kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra genel hü-
kümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebileceği ifade
edilmiştir.
Uygulamada birçok kira ilişkisini temelden etkileyebilecek, kiraya
verenin oldukça lehine olan bu düzenlemenin gerekçesi, aradan uzun
yıllar geçmesine rağmen kiraya verenin, kiralanan taşınmazının dolay-
sız zilyedi olamamasının toplumda yarattığı huzursuzluk olarak göste-
rilmiştir. Buna göre, kiraya veren artık herhangi bir muhik sebebe ihti-
yaç duymadan ve tazminat borcu altına girmeden, maddedeki koşullar
gerçekleştiği takdirde, tek taraflı bir bildirim ile sözleşmeye son vere-
bilecek ve maliki olduğu taşınmazın dolaysız zilyetliğini elde ederek
dilerse kendisi kullanacak, dilerse yeni bir kiracıyla sözleşme yapma-
yı tercih edecektir.
Yürürlüğün Ertelenmesi
6101 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi, TBK m.347’de düzenle-
nen kiraya verenin sözleşmeyi fesih imkânını, belirli süreli olan konut
ve çatılı işyeri kiraları sözleşmeleri bakımından bir defaya mahsus ol-
mak üzere erteler. Gerekçe ise TBK m. 347/1’in derhal uygulanması
sonucunda kiracıların zarara veya mağduriyete uğramalarının ve doğ-
ması muhtemel sorunların önlenmesi olarak belirtilir.
Bu hükme göre bahsi geçen düzenleme, 6101 sayılı Kanun’un yü-
rürlüğe girmesinden önce TBK m.347/1’in son cümlesinde öngörülen
kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlik-
te geriye kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren beş yıl; on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar
hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanır.
240
HUKUK POSTASI 2014