Previous Page  23 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 23 / 449 Next Page
Page Background

HUKUK POSTASI 2013

8

Keza, şirkete ayni sermaye konulabilmesi için, tescil başvurusunda bulu-

nanın sicil müdürlüğüne ayni sermaye olarak konulan unsurların kayıtlı

bulundukları sicillere şerh verildiğini gösteren belgeyi sunması gerekir.

Yönetmelik, müdürlüğün, sermaye olarak konulan ve sicile kayıtlı mal

ve hakların şirket adına gecikmeksizin tescil edilmesi için tescil ile eş

zamanlı olarak ilgili sicillere bildirimde bulunacağını düzenler.

Ticari İşletmeler Bakımından Önemli Yenilikler

TTK, ticari işletmeler bakımından önemli yenilikler getirir. Bunla-

rın başlıcaları, ticari işletmenin tek bir işlemle ve bir bütün olarak dev-

redilebilmesi, ticari işletmelerin birleşebilmesi ve nev’i değiştirebilmesi

ile ticaret şirketlerinin ticari işletmeye dönüşebilmesidir. Yönetmelik bu

yeni düzenlemelere ilişkin ayrıntılı hükümler içerir. Yönetmelik’te ticari

işletme devrinin tescil ile hüküm ifade edeceği de açıkça belirtilir.

Değerlendirme ve Sonuç

Yönetmelik ile TTK uyarınca yapılması gerekli sicil işlemleri ve sicil

müdürlüklerinin teşkilatı netlik kazandı. Özellikle de Tüzük hükümlerin-

de dağınık olarak düzenlenen ve uygulamada bazı sıkıntılara yol açan ko-

nuların açıklığa kavuşturulması, TTK ile getirilen yeni kurumların nasıl

uygulanacağının belirlenmesi olumludur.

Ancak Yönetmelik kazuistik hükümler içerir. Benimsenen bu yön-

tem, TTK’da tescili istenen bazı konuların gözden kaçmasına yol açabilir.

Örneğin TTK’nın 373. maddesi uyarınca anonim şirketi temsile yetkili

kişilerin tescil edilmesi gerekirken, bu işlem Yönetmelik’in tescil başvu-

rusuna yetkili kişiler ve tescil edilecek hususlara ilişkin 22. maddesinde

yer almaz.

Ayrıca Yönetmelik’teki bazı hükümler, TTK ile tekrar eden düzen-

leme ve tanımlar içerir. Bu durum, Yönetmelik ile TTK hükümlerinin

çelişmesine ve yer yer Yönetmelik’teki düzenlemelerin kanundan ayrıl-

masına yol açar.

Hukuk tekniği açısından, Tüzük hükümlerinin, Yönetmelik’in yü-

rürlüğe girmesi ile ilga olduğunun açıkça düzenlenmemesi ve Tüzük’ün

normlar hiyerarşisinde daha alt konumda olan Yönetmelik ile kendiliğin-

den mülga olduğunun kabulü de sakıncalıdır.