MUHTELİF
313
Sonuç
Eşler açısından büyük öneme haiz olan aile konutuna ilişkin TMK m.
194’deki düzenleme uyarınca; eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bu-
lunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshetmesi, aile konu-
tunu devretmesi veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlaması mümkün
değildir. Aile konutunun eşlerden yalnızca birinin mülkiyetinde bulun-
ması halinde, diğer eşe tapu kütüğüne aile konutu şerhinin konulmasını
isteme hakkı verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, aile konutu şerhinin kurucu bir şerh
olmadığını düşünmektedir. Dolayısıyla, tapu kütüğünde aile konutu şer-
hinin bulunmaması halinde, diğer eşin rızası alınmadan tapuda malik ola-
rak gözüken eş ile işlem yapan üçüncü kişinin ayni hak kazanımı doğ-
rudan korunmayacak; bu noktada üçüncü kişinin niyeti sorgulanacaktır.
Şayet üçüncü kişi iyi niyetli ise, ayni hak kazanımı korunacak; şayet
üçüncü kişi iyi niyetli değilse, ayni hak kazanımı korunmayacaktır. Diğer
yandan şerhin etkisi ise eşin rızası alınmadan gerçekleştirilen kazandırıcı
işlemlerin üçüncü kişinin iyi niyetine rağmen geçersiz sayılacak olması-
dır.
O halde, kendi rızası olmaksızın tapuda malik olarak gözüken diğer
eşin aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunmasını kesin olarak engellemek
isteyen eş tapu kütüğüne mutlaka aile konutu şerhi koydurmalıdır. Aksi
halde, rızası olmasa dahi üçüncü kişinin iyi niyetli ayni hak kazanımı
korunacaktır.
Ayrıca, aile konutu olduğunu bildiği bir taşınmazla ilgili eşlerden
yalnızca biri ile hukuki işlem yapan bir kimsenin daha sonra ayni hak
kazanımı ile ilgili bir ihtilaf yaşamaması açısından diğer eşin rızasını da
alması yerinde olacaktır.