İş Sözleşmesinin İkale Yolu ile Sona Erdirilmesi
1
*
Av. Süleyman Sevinç
Borçlar Kanunumuzda yer alan özel kısıtlamalar dışında her hal-
de kabul edilen sözleşme yapma serbestîsinin bir neticesi olarak, işve-
ren ve işçi, karşılıklı mutabakatla yapacakları bir anlaşmayla aralarında
mün’akid iş sözleşmesini her zaman sona erdirebilirler. Bu noktada iş
sözleşmesinin belirsiz ya da belirli süreli olması arasında fark bulunma-
maktadır. İş sözleşmesini bu şekilde sona erdirme anlaşmasına “ikale
sözleşmesi” denilmektedir.
İkale sözleşmesi ile tarafların anlaşarak sözleşmeyi sona erdirmele-
ri iş sözleşmesinin feshi niteliğinde olmadığından, iş güvencesi hüküm-
leri de uygulama alanı bulamamaktadır. Aynı şekilde bildirim önelleri-
ne uyulması ya da bildirim öneline ilişkin tazminatla (ihbar tazminatı),
kıdem tazminatının ödenmesi de söz konusu olmamaktadır. Yani, ikale
sözleşmesiyle işçi kural olarak kıdem ve ihbar tazminatlarını hak edeme-
yeceği gibi, iş güvencesinden de yararlanamayacaktır. Ayrıca, 4447 sayılı
kanun hükümleri uyarınca işsizlik ödeneğine de hak kazanamayacaktır.
İşte bu nedenlerle, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, ikale sözleşmesinin
işçi tarafından imzalanması için işçinin “makul bir yararının” bulunma-
sı gereğini aramaktadır. Özellikle kötü niyetli işverenler tarafından eski
kanun zamanında uygulanmayan bu müessesenin iş güvencesi hükümle-
rinden kurtulmak için kullanılması, Yargıtay’ın bu sözleşmelere şüpheyle
yaklaşmasına sebep olmuştur.
Yargıtay’ın konu hakkında özellikle 4857 sayılı İş Kanunu yürürlüğe
girdikten sonra verdiği muhtelif kararlarda da ikale sözleşmelerine şüp-
heyle yaklaştığı ve ikale sözleşmesi ile iş güvencesi hükümleri bertaraf
*
Ocak 2011 tarihli Makale