Previous Page  227 / 440 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 227 / 440 Next Page
Page Background

BORÇLAR HUKUKU

213

• Muvazaalı işlemin tarafları hariç olmak üzere, muvazaa üçüncü

kişilerce ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından re'sen de dikka-

te alınabilir.

• Muvazaanın ileri sürülmesi için herhangi bir zamanaşımı bulun-

mamaktadır. Bunun bir sonucu olarak, muvazaa iddiası her zaman

ileri sürülebilir ve davanın her safhasında hakim tarafından re'sen

dikkate alınabilir.

• Muvazaanın varlığı halinde, muvazaalı işlemden doğduğu iddia

edilen borçların ifası istenemez; zira taraflar arasında geçerli bir

sözleşme bulunmamaktadır. Dahası, ifa edilen edimlerin sebepsiz

zenginleşme hükümlerine göre (TBK m. 61 vd.) iadesi de talep

edilebilir.

• Kural olarak, bir mülkiyeti / hakkı muvazaalı bir sözleşmeye daya-

narak iktisap eden bir kimse, söz konusu mülkiyeti / hakkı üçüncü

kişilere devredemez. Aksi takdirde söz konusu devir işlemi, hak-

kın kazanılmasına sebep teşkil eden muvazaalı sözleşmenin ge-

çersiz olması sebebiyle geçersiz olacaktır. Bununla beraber, söz

konusu kuralın bazı istisnaları bulunmaktadır.

- Yazılı bir borç ikrarına dayanarak iyiniyetle hak iktisap eden

üçüncü kişilerin iktisabı kanunen korunmuş ve iktisap geçerli

olarak kabul edilmiştir.

- Tapu kütüğündeki kayıtlara dayanarak iyiniyetle ayni hak ik-

tisap eden üçüncü kişilerin iktisabı kanunen korunmuş ve ik-

tisap geçerli olarak kabul edilmiştir.

- Emin sıfatıyla zilyetten iyi niyetle mülkiyet/hak iktisap eden

üçüncü kişilerin iktisabı da hukuken korunmaktadır.

• Nisbi muvazaada gizli sözleşme, geçerlilik şartlarına uyulması

kaydıyla geçerli olacaktır.

• Resmi bir kurumun varlığında muvazaa iddiası dermeyan edile-

mez. Aslında, resmi bir kurumun muvazaalı bir işleme taraf ola-

mayacağı kabul edilmektedir.