BORÇLAR HUKUKU
193
Kefalet ve Garanti Sözleşmeleri
1
*
Av. Berna Aşık Zibel
Kefalet Sözleşmeleri
Halen yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda (“BK”)
487. madde uyarınca kefalet sözleşmesi,
“kefalet bir akittir ki onunla bir
kimse, borçlunun akdettiği borcun edasını temin etmeyi, alacaklıya karşı
tekeffül eder.”
şeklinde tanımlanmaktadır.
Kefalet sözleşmesinin tarafları alacaklı ve kefildir. Diğer bir deyişle,
alacaklı ile kefil arasında kurulan kefalet sözleşmesi, borçlu ile alacaklı
arasındaki sözleşmeden farklı bir sözleşmedir.
Kefaletin en belirgin ve önemli özelliği, bu sözleşmeden doğan bor-
cun feri nitelik taşımasıdır. Bu sebeple, geçerli bir asıl borcun varlığını
gerektirir. Geçerli bir asıl borç söz konusu olmadığında geçerli bir kefalet
sözleşmesi de kurulamaz. Aynı şekilde, asıl borcun sona ermesiyle birlik-
te kefalet de kendiliğinden sona erer.
Kefaletin diğer bir özelliği de, tali (ikincil) olmasıdır. Bu nitelik adi
kefalette, alacaklının kefile başvurmadan önce borçluya başvurup onu
borcu ödemeye zorlaması yani hukuki yolla takip etmesi, ancak bun-
dan bir sonuç alamaması halinde kefile başvurması gereğinde ortaya çı-
kar.
Kefil, alacaklıya asıl borçluya ait defileri ileri sürebileceği gibi, bu-
nun dışında kendisine ait bulunan defileri de ileri sürebilir. Borçluya ait
defilere örnek olarak, asıl borcun zamanaşımına uğradığı, borcun henüz
muaccel olmadığı savunmaları belirtebilir. Kefile ait defilere örnek ola-
rak, kefalet sözleşmesinin geçersiz olarak kurulduğu, kefile süre tanındı-
ğı, kefaletin muaccel olmadığı gibi savunmalar belirtilebilir.
*
Eylül 2011 tarihli Makale