Kaynak Bazında Destekleme Mekanizması ve Mevcut İkili Anlaşmalara Etkisi
Giriş
Ülkemiz elektrik piyasası, özellikle 2022 yılı içerisinde çalkantılı bir dönem geçirdi. Elektrik üretiminde kullanılan emtia fiyatlarında meydana gelen hızlı artışlar, tüketicilerin korunması ve arz güvenliğinin temin edilmesi için bazı önlemler alınması gerekliliğini ortaya çıkardı. Bu amaçla alınan önlemlerden birisi ise, kaynak bazında destekleme mekanizmasının yürürlüğe konulması oldu.
Genel bir ifadeyle, kaynak bazında destekleme mekanizmasının, düşük maliyetli elektrik üreticilerinin elektrik satışından elde ettikleri gelirin bir kısmını ayırarak Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi’ne (“EPİAŞ”) ödemesi, toplanan bu meblağı maliyeti yüksek olan elektrik üreticilerine dağıtılmasını öngördüğü ifade edilebilir. Kaynak bazında destekleme mekanizmasının yürürlüğe girmesinden önce akdedilmiş ikili anlaşmalara[1] ilişkin olarak bir muafiyet tanınmış olsa da Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu (“EPDK”) ve EPİAŞ ile bazı sistem katılımcıları arasında muafiyetin kapsamına ilişkin olarak fikir ayrılıkları meydana geldi. Sonrasında ise geçmişe yönelik faturalar ve idari davalar takip etti.
Bu makale, kaynak bazında destekleme mekanizması ile bu mekanizmanın mevcut ikili anlaşmalar üzerindeki etkisini ele alacaktır.
Kaynak Bazında Destekleme Mekanizması
Kaynak Bazında Destekleme Mekanizmasının Yapısı
05.03.2022 tarihinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (“EPK”), “Tarifeler ve Tüketicilerin Korunması” başlıklı m. 17 hükmüne eklenen yeni bir fıkra ile değiştirildi. Yeni eklenen bu fıkra ile birlikte EPDK’ya, 6 aydan uzun olmamak kaydıyla, kaynak bazında destekleme bedellerinin belirlenmesi yetkisi verildi. Aynı hükümde, destekleme bedellerinin düşük maliyetli üreticilerden alınarak arz güvenliğinin, yüksek maliyetli üretimin ve/veya tüketicilerin desteklenmesi için kullanılacağı düzenlendi. Ayrıca, uygulamaya dair usul ve esasların EPDK tarafından belirleneceği hükme bağlandı.
Bu değişiklikten kısa süre sonra, 18.03.2022 tarihinde EPDK, 13.03.2022 tarihli ve 10866 sayılı kararını yayımladı (“Kaynak Bazında Destekleme Kararı”)[2] Kaynak Bazında Destekleme Kararı’nda, destekleme bedelinin belirlenmesi ve kullanılmasına ilişkin düzenlemelere yer verildi.[3] Kaynak Bazında Destekleme Kararı’nın m. 1/2 hükmünde lisanslı elektrik üretim tesislerini kapsadığı hükme bağlandı.
Kaynak Bazında Destekleme Kararı uyarınca EPDK, kullanılan kaynaklar bazında üretim tesisleri bazında azami uzlaştırma fiyatlarını[4] belirleme yetkisine sahiptir.[5] EPDK tarafından belirlenen bu azami uzlaştırma fiyatları, destekleme bedellerinin hesaplanmasında dikkate alınır. Destekleme bedelinin hesaplanmasında kullanılan bir diğer değişken, piyasa takas fiyatıdır. Piyasa takas fiyatı, elektriğin saatlik olarak belirlenen, organize elektrik piyasalarındaki fiyatıdır.[6]
Destekleme bedelinin nasıl hesaplanacağı, Kaynak Bazında Destekleme Kararı m. 5 hükmünde düzenlenir. Madde 5/1 uyarınca destekleme bedeli, piyasa takas fiyatının azami uzlaştırma fiyatından yüksek olduğu her bir uzlaştırma dönemi için hesaplanır. Bu durumda, destekleme bedeli piyasa takas fiyatı ile azami uzlaştırma fiyatı arasındaki farka göre belirlenecektir. Elektrik üretim şirketi de sattığı her MWh başına destekleme bedeli ödemekle yükümlü olacaktır.
EPDK, 29.03.2022 tarihinde üretim tesislerinin tipine göre azami uzlaştırma fiyatlarını belirledi. Buna göre, 01.04.2022 tarihinden itibaren 6 ay geçerli olacak şekilde TL/MWh olarak belirlenen azami uzlaştırma fiyatları; ithal kömür tesisleri ve Doğalgaz/Fuel-Oil/NAFTA/LPG/Motorin bazlı üretim tesisleri için 2.500 TL ve diğer tesisler için 1.200 TL olarak belirlenmişti.[7] Sonrasında ise EPDK, 29.09.2022 tarihli ve 11270 sayılı kararı ile azami uzlaştırma fiyatlarını yeniden belirledi ve uygulamayı 01.10.2022 tarihinden itibaren 6 ay geçerli olacak şekilde uzattı.
Mevcut Sabit Fiyatlı İkili Anlaşmalara Dair İstisna
Yürürlüğe girmesinden kısa süre sonra, Kaynak Bazında Destekleme Kararı, uygulamaya dair bir muafiyet tanımak maksadıyla değiştirildi. EPDK’nın 29.03.2022 tarihli 10887[8] sayılı kararı ile, aşağıdaki kriterlerin sağlanması şartıyla, sabit fiyatlı ikili anlaşmalara ilişkin olarak bir muafiyet getirildi:[9]
- Sözleşmelerin sabit fiyatlı olması. Kaynak Bazında Destekleme Kararı, “sabit fiyat” ibaresini piyasa takas fiyatı, YEKDEM birim maliyeti, TÜFE vb. herhangi bir değişken bileşen ile ilişkilendirilmeyen fiyat olarak tanımlar.
- Sözleşmelerin 08.03.2022 tarihinden önce piyasa yönetim sistemi girişi yapılmış olmalı ve sözleşmeler 01.02.2022 ve sonrası için olmalıdır.
- İlgili piyasa katılımcıları EPİAŞ’a ikili anlaşmalarını ve Kaynak Bazında Destekleme Kararı’nda belirtilen diğer belgeleri sunmuş olmalıdır.
Bu muafiyetin yürürlüğe girmesinden sonra EPİAŞ, kendi internet sitesinde, muafiyet başvurularına ilişkin gerekli belgeler hakkında bir duyuru yayımladı.[10]
Sabit Fiyat Şartına İlişkin Tartışmalar
İlgili belgeler piyasa katılımcıları tarafından EPİAŞ’a sunulduktan sonra EPİAŞ, başvuran kişilerden sabit fiyatın nihai tüketiciye kadar uygulandığını gösteren belgeleri sunmalarını talep etti. Bu durum ise, Kaynak Bazında Destekleme Kararı’nın muafiyete ilişkin hükmünün hakikaten sabit fiyatın nihai tüketiciye kadar devam etmesi şartını içerip içermediğine ilişkin tartışmalara hız kazandırdı. Nihayetinde EPDK, 29.09.2022 tarihli ve 11269 sayılı kararı ile, madde 7/1 hükmünü tadil etti ve “nihai tüketiciye kadar” ibaresini sabit fiyata ilişkin kısımdan sonra gelecek şekilde parantez içinde ekledi.
Bu değişiklik, sabit fiyat şartının kapsamına ilişkin tartışmaları daha da öne çıkardı. Bu çerçevede, mevcut uygulamaya bakıldığında, EPDK ve EPİAŞ’ın sabit fiyat şartının nihai tüketiciye kadar devam ettirilmemesi durumunda düzenlemenin anlamsız kalacağı görüşünde olduğunu söylemek mümkündür. Buna karşılık, karşıt görüş mevzuatta böylesi bir şartın yer almadığı ve yorum yoluyla da getirilemeyeceği doğrultusundadır. Yukarıda özetlendiği gibi, Kaynak Bazında Destekleme Kararı’nın başvuruların yapıldığı tarihte yürürlükte olan halinde nihai tüketiciye kadar devam etme şartına ilişkin bir ibare bulunmadığında kuşku yoktur. Dolayısıyla mesele, düzenlemenin sabit fiyat şartının uygulamasını bu şekilde genişletecek bir şekilde yorumlanmasının mümkün olup olmadığı noktasında düğümlenir. Bu konu Kaynak Bazında Destekleme Bedeli ile bağlantılı olarak başlatılan idari davalarda karara bağlanacaktır. Bununla birlikte, bir yürütmeyi durdurma veya iptal kararı verilmediği müddetçe Kaynak Bazında Destekleme Kararı EPDK ve EPİAŞ’ın yorumu doğrultusunda uygulanacaktır.
Mevcut İkili Anlaşmalar
Yukarıda da belirtildiği gibi, muafiyet alma imkânı yalnızca sabit fiyatlı ikili anlaşmalar için geçerliydi. Yukarıda anlatılan tartışmaların sonucu olarak, muafiyet kapsamında olduğu düşünülen bazı ikili anlaşmalar, Kaynak Bazında Destekleme Kararı karşısında geçmişe etkili olacak şekilde farklı bir yaklaşıma maruz kalmış oldu. Geçmiş dönemlere ilişkin olarak gönderilen faturalar nedeniyle, bazı enerji şirketleri nezdinde ek bir maliyet oluştu. Ortaya çıkan bu maliyetin her bir şirket nezdindeki etkisinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, getirdiği ek finansal yükün hafife alınmaması gerekir. Bunun sonucunda ise, muafiyetten istifade edemeyen bazı piyasa katılımcıları, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) m. 138 uyarınca sözleşmesel şartların uyarlanması talebinde bulunmaya yöneldi. Hakikaten, yayımlanan bir karara konu olayda davacının, ikili anlaşmasının muafiyet kapsamına alınmaması[11] nedeniyle ortaya çıkan ek finansal yüke katlanmasının kendisinden beklenemeyeceği iddiasıyla sözleşmesini feshettiği ve vermiş olduğu teminata ilişkin ihtiyati tedbir talep ettiği, mahkemenin de bu ihtiyati tedbir kararını kabul ettiği[12] görülür.
Hukuki açıdan bakıldığında, sözleşmenin uyarlanması talebi önceden öngörülmesi mümkün olmayan bir olayın mevcut şartları önemli ölçüde değiştirmesi ve bunun sonucunda etkilenen tarafın sözleşmeyi mevcut şartlara göre ifa etmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmaması durumunda ileri sürülebilir.[13] TBK m. 138 uyarınca kuralı dört parça halinde ele almak mümkündür:
- Öngörülemez ve olağanüstü bir durumun meydana gelmesi
- Şartların, etkilenen taraftan kaynaklanmayan sebeplerle değişmesi
- Değişiklik neticesinde etkilenen tarafın sözleşmeyi mevcut şartlara göre ifa etmesinin makul olarak beklenemeyecek olması
- İlgili borçların ifa edilmemiş olması veya ihtirazi kayıt ile ifa edilmiş olması
Birinci ve ikinci şartlara ilişkin değerlendirme, nispeten daha basittir. Kaynak bazında destekleme mekanizmasının, EPK’da 05.03.2022 tarihinden önce imza edilen ikili anlaşmalar bakımından öngörülemez olduğunu söylemek mümkündür.[14] Bununla birlikte olağanüstü nitelikte olup olmadığının ayrıca analiz edilmesi gerekir. Bunun neticesinde ortaya çıkan durum değişikliği ise, çoğu durumda, etkilenen tarafa atfedilebilir sebeplere dayanmayacaktır.
Bununla birlikte, üçüncü şarta ilişkin değerlendirme daha zordur. Bu değerlendirmenin her bir olay özelinde ayrı ayrı yapılması gerekir.[15] Başlangıç noktası olarak, buradaki kriterin sağlanması için, durum değişikliğinin etkilenen tarafın ekonomik mahvına sebep olması şart değildir.[16] Bununla birlikte, buradaki etkinin ağırlık derecesinin etkilenen taraftan sözleşmeyi mevcut şartlara göre ifa etmesini dürüstlük kuralına aykırı hale getirecek derece olması da gerekir. Dolayısıyla, buradaki makullük şartına ilişkin genel sınırları çizmek mümkünse de bu kriterin sübjektifliği nedeniyle daha net bir tespit yapma olanağı bulunmaz.
Dördüncü şart incelenen bu durum bakımından en çetrefil şarttır. Yukarıda da açıklandığı üzere, önceden muafiyet kapsamında olduğu değerlendirilen sözleşmelerin durumunda değişiklik meydana gelmiş oldu. Tahminen, bu sözleşmeler ihtirazi kayıt olmaksızın ifa edilmişti. Böylesi durumlarda sözleşmenin uyarlanması talebinde bulunulabilip bulunulamayacağı doktrinde tartışma konusudur.[17] Bu konudaki teorik tartışmalar ve fikirler bu makalenin kapsamını aşmaktadır. Yalnızca, TBK m. 138’in lafzının bu yorumu desteklemediğini söylemek mümkündür. Dolayısıyla, geçmişe yönelik destek bedeli faturalarına ilişkin olarak yasal süreç başlatacak olanların, iddiaların hukuki dayanağını dikkatlice değerlendirmesi gerekir.
Sonuç
EPK’da yapılan değişiklik ve Kaynak Bazında Destekleme Kararı’nın yürürlüğe girmesi ile EPDK, yeni bir kontrol mekanizması edinmişti. Her ne kadar mevcut ve sabit fiyatlı olan ikili anlaşmalara dair bir istisna düzenlendiyse de bu istisnanın kapsamının belirlenmesi konusunda idare mahkemelerine de intikal eden uyuşmazlıklar meydana geldi. Bu durum ise, hukuk mahkemeleri veya hakem heyetleri nezdinde yargılama konusu edilecek ilave uyuşmazlıkların ortaya çıkmasına elverişli bir ortam oluşturdu. Bu tür uyuşmazlıkların, ortaya çıktıkları takdirde, mahkemeler veya hakem heyetleri tarafından çeşitli faktörler ve teoriye ilişkin meseleler dikkate alınarak çözümlenecektir.
- İkili anlaşmalar, EPDK onayına tabi olmaksızın taraflar arasında özel hukuk hükümlerine göre imzalanan ticari anlaşmalar olarak tanımlanır. (EPK m. 1/j)
- 18.03.2022 tarihli 31782 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı.
- Kaynak Bazında Destekleme Kararı m. 1.
- Bu terim Kaynak Bazında Destekleme Kararı m. 3/1-a hükmünde tanımlanır. Burada geçen tanıma göre “azami uzlaştırma fiyatı” ibaresi elektrik enerjisinin üretiminde kullanılan kaynak türleri için üretim maliyetleri göz önünde bulundurularak belirlenen fiyatı ifade eder.
- Kaynak Bazında Destekleme Kararı m. 4/2.
- Elektrik Piyasasında Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği m. 4/1-ççç.
- EPDK’nın 30.03.2022 tarihli ve 31794 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 29.03.2022 tarihli, 10888 sayılı kararı.
- 30.03.2022 tarihli ve 31794 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı.
- Kaynak Bazında Destekleme Kararı m. 7/1 ve Geçici Madde 1.
- https://www.epias.com.tr/tum-duyurular/piyasa-duyurulari/elektrik/kayit-ve-uzlastirma/kaynak-bazinda-destekleme-bedelinin-belirlenmesine-ve-uygulanmasina-iliskin-usul-ve-esaslar-hk/ (Erişim Tarihi: 08.02.2023)
- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. HD E. 2022/1384, K. 2022/1175 t. 13.06.2022 (https://emsal.uyap.gov.tr/, Erişim Tarihi: 08.02.2023).
- İstanbul 19th Commercial Court 2022/151 D. İş K., 2022/151 t. 29.04.2022. Bölge Adliye Mahkemesinde görülen itiraz, davalı tarafın ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalktığı iddiasına ilişkindir. Ancak, kararın kendisine bakıldığında mahkemenin kararını TBK m. 138 hükmüne mi yoksa sözleşmeyi fesheden taraf lehine düzenlenmiş, sözleşmesel bir hakka mı dayandırdığı konusunda açıklık bulunmaz.
- TBK m. 138.
- Cf. EPDK’nın petrol sektöründe benzer bir fiyat kısıtlaması uyguladığı bir olayda mahkeme, EPDK’nın azami ve asgari fiyatları belirleme ve gerekli önemleri belirleme yetkisinin bulunduğunu belirtmiştir. İlk derece mahkemesi ve Yargıtay, bu durumun öngörülemez nitelikte sayılamayacağı sonucuna varmıştır. Yargıtay 19. HD., E. 2016/17473 K. 2017/3673 T. 11.5.2017 Baysal, Başak: Sözleşmenin Uyarlanması BK m. 138 Aşırı İfa Güçlüğü, İstanbul, On İki Levha, 2020, s. 587 et seq; Ayrıca Bkz: Akıncı, Şahin: Covid 19’un Borç İlişkilerine ve Bazı Borçlar Hukuku Sözleşmelerine Etkisi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Covid-19 Hukuk Özel Sayısı, 2020, C. 19, S. 38 s. 87 et seq. (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1173351, Access Date: 22.02.2023)
- Tile, Latif: Uyarlama Sebebi Olarak İfa Güçlüğü, Doktora Tezi, Antalya, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitüsü, 2018, s.123 (https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp, (Erişim Tarihi: 09.02.2023).
- Oğuzman, Kemal/ Öz, Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt 1, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2020, s. 212.
- Bkz: Baysal, s. 350 et seq., Akıncı s. 87 et seq.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.