Bir Finansman Modeli Olarak Enerji Performans Sözleşmeleri
Giriş
2007 yılında kabul edilen Enerji Verimliliği Kanunu’nun [1] (“Kanun”) amaçları, enerjinin etkin kullanılması, israfın önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için verimliliğin artırılması olarak sayılmıştır. Bu kapsamda enerji verimliliği kavramı, Kanun m. 3/1-k’de, binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesi; sanayide ise üretim kalitesi veya miktarı düşmeksizin enerji tüketiminin azaltılması olarak tanımlanır.
Kamunun ve özel sektörün, enerji verimliliğini sağlamak için başvurduğu modellerden biri de enerji performans sözleşmeleridir. Kanun m. 3/1-j enerji performans sözleşmelerini, uygulama projesi sonrasında sağlanacak enerji tasarruflarının garanti edilmesi ve yapılan harcamaların uygulama sonucu oluşacak tasarruflarla ödenmesi esasına dayanan sözleşme olarak tanımlar.
Sözleşme kapsamında yapılacak yatırım uygulama projesi ile enerji tüketimi ve buna bağlı olarak masrafların düşürülmesi amaçlanır. Nitekim bu modelin başarılı örnekleri, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere tüm dünyada görülür.
Kamu Tarafından Akdedilecek Enerji Performans Sözleşmeleri
Türkiye’de kamu idarelerinin akdedecekleri enerji performans sözleşmelerine ilişkin olarak Kamuda Enerji Performans Sözleşmelerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar[2] (“Karar”) yürürlüğe girmiştir. Karar’ın hukuki dayanağını, kamu idarelerinin enerji performans sözleşmeleri akdedebileceğini belirten Kanun Ek Madde 1 oluşturur. Anılan ek madde ile kamu idarelerinin bu projeler kapsamında yapılacak ihalelerinde (ceza ve yasaklama hükümleri hariç) Kamu İhale Kanunu’nun uygulanmayacağı belirtilir.
Karar m. 5 (İhale usulü ve temel ilkeler) ve devamındaki hükümler kapsamında temel ilkeler sayılmıştır. Bu doğrultuda, Karar kapsamında yapılacak ihalelere ilişkin belli eşikler getirilmiştir. Karar m. 5/2 uyarınca yatırım bedelinin en az iki milyon Türk Lirası olması ve basit geri ödeme süresinin en az iki yıl olması gerekir. Sözleşme için öngörülen azami süre ise Karar m. 7/2 uyarınca, on beş yıl olarak belirlenmiştir.
Kamu idarelerince akdedilecek enerji verimliliği sözleşmeleri Kanun ve ikincil mevzuatındaki yetkilendirmeler çerçevesinde akdedilecektir. Bu kapsamda ihale (Karar m. 6 –İhale sürecine ilişkin genel usul ve esaslar) ve uygulama, izleme, doğrulama (Karar m. 8 – Uygulama dönemi, izleme dönemi ve tasarruf doğrulama faaliyetleri) gibi proje aşamalarının ilgili mevzuata uygun biçimde kurgulanması gerekir.
Enerji Hizmet Şirketi: ESCO
Kamu veya özel sektör tarafından yaptırılması fark etmeksizin, enerji performans sözleşmelerinin yüklenici tarafını enerji hizmeti şirketleri oluşturur. Uluslararası uygulamada ESCO (Energy Service Company) kısaltmasıyla anılan bu şirketler, projenin özelliğine göre finansman yükünü ve her halükarda teknik konulara ilişkin görevleri yüklenir. İlgili tesise veya alana ilişkin tetkiklerin yapılması, tasarruf edilebilecek miktarın belirlenmesi ve buna ilişkin proje geliştirilmesi ve sonucunda, ilgili projenin uygulanmasından sorumludurlar.
Uluslararası uygulamada kullanılan ESCO kısaltması yerine, Kanun ve Karar’da bu şirketler, ‘enerji verimliliği danışmanlık şirketleri’ olarak anılır. Mevzuat uyarınca, bu hizmeti yürütmek üzere yetki belgesi alınması gerekir. Kanun m. 4/1-t uyarınca şirketler eğitim, etüt, danışmanlık ve uygulama faaliyetlerini yürütmek üzere Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nden yetki belgesi alabilir. Üniversiteler ve meslek odaları ise eğitim, yetkilendirme ve izleme faaliyetlerini yürütmek üzere Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu’nun onayıyla Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nden yetki belgesi alabilir.
Finansman Modeli
Enerji performans sözleşmeleri enerji verimliliğine ilişkin projelere yönelik önemli bir finansman modelini içerir. Bu finansman modelinde, enerji verimliliği danışmanlık şirketleri projenin teknik risklerini ve proje tipine bağlı olarak finansman yükünü üstlenir. ESCO’nun teknik riski ve buna bağlı olarak projenin performansına ilişkin riski üstlenmesi sayesinde proje idare ve özel sektör tarafından önemli bir kaynak ayırmaksızın da yapılabilir hale gelir.
Enerji performans sözleşmelerinin avantajlı bir proje finansmanı modeli olmasının en önemli sebeplerinden biri, yatırıma ilişkin geri ödemenin, tasarruf edilen miktar üzerinden yapılmasıdır. Geri ödeme tamamlandıktan sonra ise tasarruftan kaynaklanan kar, proje sahibi (idare veya özel şirket) üzerinde kalır. Aşağıda, finansman yükünü üstlenen tarafa göre değişen şekilde paylaşımlı tasarruf modeli ve garantili tasarruf modeli aktarılır.
Paylaşımlı Tasarruf Sözleşmesi
Paylaşımlı tasarruf modelinde, projeye ilişkin finansman yükünü ESCO üstlenir. Bu kapsamda verimliliği artıracak yatırım masrafları ESCO tarafından projeye aktarılır. Verimlilik tedbirleri uygulandıktan sonra tasarruf gerçekleştikçe ESCO, tasarruf miktarı üzerinden pay alır. Böylelikle geri ödemeler proje sonucunda oluşan tasarruf miktarı üzerinden, bir diğer ifadeyle proje karı üzerinden yapılır.
Proje sahibinin peşinen yatırması gereken bir bedel olmaması ve geri ödemenin proje karı üzerinden gerçekleşmesi sebebiyle bu model, özellikle yerel yönetimler tarafından avantajlı bir yapı sunar. Zira böylelikle yıllık onaylanan bütçeler kapsamında ödeneklerin diğer projelere ayrılması ve geri ödemenin tamamlanmasıyla tasarruf edilen miktarın tamamından faydalanılması mümkün olmaktadır.
Garantili Tasarruf Sözleşmesi
Garantili tasarruf modelinde, teknik risk ve projenin performans riskini ESCO üstlenir fakat finansman yükü proje sahibindedir. Bu yapıda, proje sahibi yatırım miktarını baştan projeye aktarır ve yatırımına ilişkin geri dönüşleri projede öngörülen tasarruf miktarı olarak toplar. Örneğin aylık otuz birim tasarruf öngörülen bir garantili tasarruf sözleşmesinde, tasarrufun yirmi birim olarak gerçekleşmesi durumunda, ESCO gerçekleşmeyen on birime karşılık bedeli proje sahibine aktarır. Böylelikle, proje sahibinin, tasarrufun eksik gerçekleşmesine ilişkin risk üstlenmeksizin, beklenenden fazla gerçekleşen tasarruf üzerinden kar elde etmesi mümkün olacaktır.
Özellikle mali yapı itibariyle gelişmekte olan ESCO’lar ile yapılan projelerde garantili tasarruf modelinin tercih edildiği anlaşılmaktadır. Zira mali olanaklar itibariyle ilk yatırım miktarını projeye aktarma olanağı bulunmayan ESCO’nun aylık olarak tasarruf taahhüt etmesi, teknik riski üstlenmesini mümkün kılar.
Sonuç
Enerji performans sözleşmeleri, mevzuat uyarınca da benimsenen daha yeşil, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanan ve verimli bir elektrik tüketimi amacının gerçekleştirilmesi için önemli bir finansman modelidir. Proje sahibi ve ESCO’nun mali yapılarına bağlı olarak tarafların paylaşımlı tasarruf modelini veya garantili tasarruf modelini tercih edebilmesi, bu finansman modelinin esnek yapısını ortaya koyar. Modelin amacına uygun ve verimli işleyişi için üçüncü bir taraf uyarınca yapılan ölçme, değerlendirme ve uygunluk tespitlerinin isabetli ve şeffaflık ilkesi benimsenerek yapılması kritik önem taşımaktadır.
[1] 02.05.2007 tarih ve 26510 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
[2] 21.08.2020 tarih ve 31220 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Fiziksel elektrik ticaretinde elektrik enerjisinin ölçümü başta (i) fiilen teslim edilen ve teslim alınan elektrik enerjisi miktarının belirlenmesi, (ii) elektrik üretim ve tüketim miktarlarının önceden tahmin edilmesi, (iii) tarafların elektrik tedariki için ödeyecekleri bedelin belirlenmesi ve (iv) elektrik şebekesinin gerçek zamanlı olarak dengelenmesi olmak üzere çeşitli açılardan çok önemli bir rol oynamaktadır...
Ülkemiz elektrik piyasası, özellikle 2022 yılı içerisinde çalkantılı bir dönem geçirdi. Elektrik üretiminde kullanılan emtia fiyatlarında meydana gelen hızlı artışlar, tüketicilerin korunması ve arz güvenliğinin temin edilmesi için bazı önlemler alınması gerekliliğini ortaya çıkardı. Bu amaçla alınan önlemlerden birisi ise...
Elektrik depolama faaliyetlerine ilişkin ilk düzenlemelere 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda (“EPK” veya “Kanun”) yer verilmişti. Bunu takiben, Elektrik Piyasasında Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği (“Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği”) 09.05.2021 tarihli ve 31479 sayılı Resmî Gazete’de...
Bilindiği üzere, 6446 sayılı yeni Elektrik Piyasası Kanunu (“EPK” veya “Kanun”) 30 Mart 2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. EPK’nın yürürlüğe girmesinin ardından Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin (“Yönetmelik”) de 2 Kasım 2013 tarihli ve 28809 sayılı Resmi...
Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik’te değişiklik yapmıştır. Bu bağlamda EPDK, üç farklı değişiklik taslağını 15.05.2015, 26.10.2015 ve 26.11.2015 tarihlerinde kamu görüşüne sunmuştur. Sonuç itibariyle, EPDK, hükümler hakkındaki...
Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde (“Yönetmelik”), 31920 sayılı 11.08.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik (“Değişiklik Yapan Yönetmelik”) ile bazı esaslı değişiklikler yapıldı...
Binalar ve yerleşmelerin doğal kaynakları ve enerjiyi verimli kullanarak çevreye olan olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla hazırlanan Binalar ile Yerleşmeler İçin Yeşil Sertifika Yönetmeliği (“Yönetmelik”) 12.06.2022 tarihli ve 31864 sayılı Resmî Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe girdi...
Elektrikli araçların hızla yaygınlaşması karşısında, şarj hizmeti sunulmasına ilişkin hukuki altyapının kurulması konusunda girişimlerin hız kazandığı görülür. 21.12.2021 tarihinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (“EPK”) değiştirilerek şarj hizmetleri yeni bir piyasa...
Günümüzde teknolojinin evirildiği noktada farklı kaynaklardan elde ettiğimiz enerjiyi, en yaygın olarak elektrik enerjisi biçiminde kullanıyoruz. Nitekim elektrik, aktarım ve farklı enerji biçimlerine dönüşüm kolaylığı ile gündelik hayatta ihtiyaç duyduğumuz işleri yapmak için ideal bir enerji formudur...