6545 Sayılı Kanun ile Yargılama Sistemine Getirilen Değişiklikler
6545 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun[1] (“6545 sayılı Kanun”), 28 Haziran 2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte yürürlüğe girdi. 6545 sayılı Kanun ile idari yargılama sistemi başta olmak üzere sulh ceza mahkemeleri ve asliye ticaret mahkemelerinin yapısına dair değişiklikler getirildiği görülür.
İdari Yargılama Sistemine İlişkin Değişiklikler
6545 sayılı Kanunun beraberinde getirdiği idari yargılamayı ilgilendiren en önemli noktalar, istinaf yolunun etkinleştirilerek kanun yolları sisteminde değişiklik yapılması ve ivedi yargılama usulünün öngörülmesidir.
Değişen Kanun Yolları Sistemi
6545 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerden önceki mevcut idari yargı, iki aşamalı bir yargı sisteminden oluşmaktaydı. Birinci derece mahkemeleri ilk yargı kademesi iken, Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay ise sırasıyla itiraz ve temyiz mercii olarak idari yargı sisteminin bir sonraki yargı aşamasını oluşturmaktaydı. Yeni düzenleme ile birlikte ise idari yargılama (i) ilk derece mahkemesi yargılaması, (ii) istinaf ve (iii) temyizden oluşacak üç aşamalı bir yargı sistemi ile gerçekleştirilecektir. Yukarıda belirtilen kanun yolları sistemindeki değişiklikler, vergi mahkemeleri kararlarına karşı kanun yoluna başvurulması halinde de söz konusu olacaktır.
6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı istinaf yoluyla bölge idare mahkemelerine başvurulması mümkün hale gelmiştir. Bu kapsamda bölge idare mahkemelerinin görevleri; ilk derece mahkemelerince verilen ve istinaf yolu açık olan nihai kararlar ile yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı yapılan itirazları inceleyerek karara bağlamak, yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözmek, yargı çevresi ile davaya bakmakta fiili veya hukuki engel durumlarının bulunması halinde ilgili davanın bölge idare mahkemesi yargı çevresi içinde bulunan başka bir mahkemeye nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek olmuştur.
Yeni sistemde, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde bölge idare mahkemesine, istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz. Bu doğrultuda, bölge idare mahkemeleri ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa, istinaf başvurusunun reddine karar verir. Başvurunun kabulü halinde ise işin esasına girerek karar verir. İstinaf yolu, temyizin şekil ve usullerine tabi olacaktır. 6545 sayılı Kanun uyarınca bölge idare mahkemelerinin temyize açık olmayan kararları kesindir.
6545 sayılı Kanun, 2527 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46 ıncı maddesini değiştirmiştir. Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları, konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar, imar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar, kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin davalar başta olmak üzere ilgili davalar hakkında Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin verdikleri kararlar Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir.
Danıştay temyiz incelemesi sırasında kararın hukuka uygunluğunu inceler, kararı uygun bulursa onar ve onanan karar kesinleşir. Aksi halde incelenen karar bozulur ve yeniden yargılama yapılması için kararı veren bölge idare mahkemesine gönderilir. Bölge idare mahkemesi, Danıştay tarafından verilen bozma kararına uyabileceği gibi kararında ısrar da edebilir. Danıştay’ın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır. Eğer, bölge idare mahkemesi, bozmaya uymayarak kararında ısrar ederse, ısrar kararının temyizi hâlinde, talep, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca incelenir ve karara bağlanır. En nihayetinde, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur.
Adalet Bakanlığı, 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde, bölge idare mahkemelerini kurar. Mevcut bölge idare mahkemeleri, yeni kurulan bölge idare mahkemelerinin göreve başlayacakları tarihe kadar faaliyetlerine devam eder. Yeni kurulan bölge idare mahkemelerinin göreve başlayacakları tarih itibarıyla mevcut bölge idare mahkemelerinde bulunan dosyalar; yeni kurulan bölge idare mahkemelerine devredilir.
İvedi Yargılama Usulü
Yeni düzenleme ile; ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri, acele kamulaştırma işlemleri, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri, 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar, 6303 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararlarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmak üzere ivedi yargılama usulü getirilmiştir.
Söz konusu ivedi yargılama usulünde; dava açma süresi otuz gün olup, savunma süresi de dava dilekçesinin tebliğinden itibaren on beş gün olarak öngörülmüştür. Ayrıca yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez. Bu davalar, dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır. İvedi yargılama usulünde sadece temyiz mekanizması öngörülür ve verilecek nihai kararların tebliğ edilmesinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır.
Sulh Ceza Mahkemelerine İlişkin Değişiklikler
6545 sayılı Kanun ile, sulh ceza mahkemeleri kaldırılıp, yerine sulh ceza hâkimlikleri kurulur. Sulh ceza hâkimliği; yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek ile görevlidir.
Ayrıca, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında kanun yollarında çeşitli değişikliklere gidilmiştir. Değişiklik öncesi, sulh ceza hâkiminin kararlarına yapılan itirazların incelenmesi asliye ceza mahkemesi hâkimine aitken, yeni düzenleme uyarınca sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe aittir.
Asliye Ticaret Mahkemesine İlişkin Değişiklikler
6545 sayılı Kanun ile asliye ticaret mahkemelerinin yapısına ilişkin yenilikler getirilmiş olup, tek hâkimli sistemden heyet sistemine geçilmesi öngörülmüştür.
Asliye ticaret mahkemelerinde, bir başkan ve iki üyeden oluşan bir heyet tarafından karara bağlanacak olan davalar 6545 sayılı Kanun’da sıralanmıştır. Sıralanan davalardan bir kısmı şu şekilde belirtilir; konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri üç yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın; iflas, iflasın ertelenmesi, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan davalar, genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalar, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davaları, tahkim yargılamasında tahkim şartına ilişkin itirazlar, iptal davaları, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve uygulanmasına yönelik davalar.
Sonuç
6545 sayılı Kanun ile idari yargılama sistemi başta olmak üzere sulh ceza mahkemeleri ve asliye ticaret mahkemelerinin yapısına dair değişiklikler getirilmiştir. Yeni düzenleme ışığında, idari yargılama; ilk derece mahkemesi, istinaf ve temyizden oluşacak üç aşamalı bir yargı sistemi tarafından gerçekleştirilecektir. Bununla birlikte, idari yargılama sistemi yeni bir yargılama usulü olan ivedi yargılama usulü ile tanışmıştır. Ayrıca, 6545 sayılı Kanun ile sulh ceza mahkemeleri kaldırılıp, yerine sulh ceza hâkimlikleri kurulmuş olup asliye ticaret mahkemelerinin tek hâkimli sistemden heyet sistemine geçilmesi öngörülmüş ve heyet tarafından karara bağlanacak davalar 6545 sayılı Kanun’da açıkça sayılmıştır.
- 6545 sayılı Kanun 28 Haziran tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı ve 28 Haziran tarihinde yürürlüğe girdi. Kanuna ulaşmak için bkz. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/06/20140628-9.htm (erişim tarihi: 12 Ağustos 2014).
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Müdahale diğer bir ifadeyle davaya katılma, idari yargılama usulünde hukuk yargılamasına kıyasla temel farklılıklar içerir. Bu farklılıklar, idari yargılamada müdahilin hak arama hürriyetini kullanabilmesi bakımından kritik önem taşır. Bilindiği üzere, idari yargılama usulünde, davacı olmanın iki yolu bulunur...
6 Ekim 2023 tarihli 32331 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, Anayasa Mahkemesi (“AYM”) 2019/17969 sayılı bireysel başvuru üzerinden verdiği 08.06.2023 tarihli kararında (“Karar”) işçilik alacağının ödenmesine ilişkin açılan belirsiz alacak davasının, alacakların belirlenebilir olması nedeniyle dava şartı...
İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu (“İBBGK”) 2021/5 E. 2023/2 K. sayılı 28.04.2023 tarihli İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı’yla (“Karar”) hukuk davalarında hükümde kanun yolu süresinin hatalı olarak uzun gösterilmesi halinde, hatalı gösterilen süre içerisinde yapılan kanun yolu başvurusunun...
Hukukumuzda kesinlik sınırı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulabilmesi için kanunla öngörülmüş olan parasal sınırlardır. Alacak miktarı veya dava değeri bu belirtilen parasal sınırların üstünde olan ilk derece ve istinaf mahkemeleri kararlarına karşı bir üst mahkemeye başvurma imkanı mevcutken, parasal...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Hukuk Daireleri arasında, henüz ifa zamanı gelmemiş bir alacak için açılmış bir davada, mahkeme tarafından ifa zamanı henüz gelmediği gerekçesiyle usulden mi yoksa esastan mı ret kararı verilmesi ve buna bağlı olarak tayin edilecek avukatlık ücretinin maktu veya...
Islah genel anlamda, tarafların iddia ve savunmanın değiştirilmesi yasağına bir istisna olarak öngörülmüştür ve bu yasak sebebiyle gerçekleştiremedikleri usuli işlemleri kısmen veya tamamen düzeltmelerine denir. Islah, tek taraflı ve açık bir irade beyanıdır ve...
Belirsiz alacak davasının koşulları son dönemde sıkça Yüksek Mahkeme’nin inceleme ve değerlendirmesine konu olmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 07.07.2021 tarihinde verdiği 2021/485 E., 2021/971 K. sayılı kararında (“Karar”), kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağına ilişkin...
Kanun yolları, mahkeme kararlarının denetlenerek yargılama hatalarının giderilmesini sağlaması açısından hukuk devletinin vazgeçilmezidir. Ancak, uyuşmazlıkların bir noktada sonlandırılması ve kararların kesinleşmesi gerekir. Bu Hukuk Postası makalesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu...