Tebligat Hukukuna İlişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı
Giriş
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2. Hukuk Dairesi, 4. Hukuk Dairesi ve 12. Hukuk Dairesi arasında ortaya çıkan görüş ayrılığının ve farklı uygulamaların giderilmesi amacıyla alınan 20.11.2020 tarihli ve 2019/2 E. ve 2020/3 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu (“Kurul”) Kararı (“Karar”), 20.04.2021 tarihli ve 31460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu makalede, söz konusu Karar, Karar’da geçen kavramlar ve karşı oy yazıları incelenir.
İçtihadı Birleştirme Konusu ve İlgili Kavramlar
Kurul, içtihadı birleştirme konusunu,
“Muhatabın bilinen en son adresine çıkartılan tebligatın iade edilmesi ve adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bu adresten farklı olması hâlinde; adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine “MERNİS adresi” şerhi verilerek Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat çıkartılmasının yeterli olup olmadığı, öncelikle bu adrese normal bir tebligat çıkartılmasının gerekip gerekmediği”
olarak belirler.[1] Kararı incelemeden önce, içtihadı birleştirme konusu ile ilgili kavramları kısaca açıklamak yerinde olur.
Tebligat
Tebligat, bir hukuki işlemin muhatabına yapılan bildirimin yazılı olarak belgelendirilmesidir.[2] Muhatap, kendisi hakkında yürüyen bir yargılama konusunda tebligat aracılığıyla bilgi sahibi olur. Bu nedenle, usulüne uygun tebligat yapılmaksızın yargılama yapılması, hukuki dinlenilme hakkını ve adil yargılanma hakkını ihlal eder. Medeni usul hukukunun temel ilkeleri bakımından taşıdığı bu önem nedeniyle, tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu (“TK”) ve ilgili mevzuatın öngördüğü usule uygun olarak yapılması büyük önem taşır.
Adres
Tebligat hukuku anlamında adres kavramı yerleşim yeri, işyeri ve mesken kavramlarını kapsar. Tebligat, TK m. 10/1 uyarınca muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. TK m. 10/2 uyarınca ise bilinen en son adrese tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Muhatabın bilinen son adresi, muhatabın yerleşim yerinden daha geniş bir kavramdır.
Türk Vatandaşları ve Türkiye"de yaşayan yerleşik yabancıların adres bilgilerinin tutulması amacıyla adres kayıt sistemi adında bir elektronik sistem oluşturulmuştur. Adres kayıt sisteminde merkezi nüfus idaresi sistemi (“MERNİS”) veri tabanındaki kayıtlar, T.C. kimlik numaraları ile ilişkilendirilir ve adres kayıtlarının güncel tutulması amaçlanır.
Yargıtay Hukuk Daireleri Arasındaki Görüş Ayrılığı
Hukuk Genel Kurulu görüş yazısında görüşünün 12. Hukuk Dairesi’nin görüşü ile aynı yönde olduğunu belirtir. Bu görüşe göre, muhatabın bilinen en son adresine çıkartılan tebligatın iade edilmesi ve adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin tebligat adresinden farklı olması hâlinde, adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine “MERNİS adresi” şerhi verilerek TK m. 21/2 uyarınca doğrudan tebligat çıkartılması yeterlidir. Öncelikle bu adrese normal tebligat çıkartılması gerekmez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ve 4. Hukuk Dairesi, görüş yazılarında görüşlerinin benzer olduğu ve içtihadın bu yönde birleştirilmesi gerektiğini belirtir. Bu görüşe göre, tebligat öncelikle muhatabın bilinen adresine çıkartılır. Bilinen adrese tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi tespit edilerek bu adrese normal, MERNİS kaydı içermeyen tebligat çıkartılır. Muhatabın adreste oturmadığı tespit edilir ve tebligat iade edilirse, muhatabın bilinen en son adresinin kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair MERNİS kaydı düşülerek yeniden tebligat çıkartılır ve TK m. 21/2 uyarınca tebligat yapılır.
Karar’ın İncelenmesi
Kararda, Tebligat Kanunu’nda iki aşamalı bir tebliğ usulü benimsendiği belirtilir. Buna göre, birinci aşamada muhatabın bilinen en son adresine tebligat yapılır. Tebligat, tebliğ edilemeden iade edilirse, ikinci aşamada tebligat zarfı üzerine “MERNİS adresi” şerhi ile birlikle tebligatın TK m. 21/2 uyarınca yapılacağına dair şerh yazılır ve tebliğ memurunun başkaca bir adres araştırması yapmadan doğrudan muhatabın MERNİS adresine TK m. 21/2 uyarınca tebligat yapması gerekir.
Tebliğ Yapılmasını İsteyen Tarafın Muhatabın Bilinen En Son Adresi Yerine İlgisiz Adres Bildirmesi Durumu
Kurul’da yapılan görüşmeler sırasında, uygulamada meydana gelebilecek bir sorun olarak tebliğ yapılmasını isteyen tarafın muhatabın bilinen en son adresi yerine kötü niyetle ilgisiz adres bildirmesi ihtimali değerlendirilir.
Kurul, TK m. 21/2 uyarınca yapılacak tebligatın ön şartı olarak öncelikle bilinen en son adrese tebligatın çıkartılması ve tebligatın yapılamadan iade edilmesi olduğunu vurgular. Kurul’a göre tebliği çıkaran merci bu konudaki denetim yetkisini yapmadan tebligat çıkarmış ise yapılan tebliğ geçersiz olacaktır; çünkü TK m. 21/2 uyarınca tebliğ yapabilmenin ön şartı sağlanmamıştır. Karar’da yargılamanın geçersiz tebligatlarla yürütülüp sonuçlandırılması durumunda çeşitli yasal çarelere başvurulabileceği ve hatta bu hususun temyiz incelemesinde bozma sebebi yapılabileceği belirtilir.
Bir Kısım Posta Memurlarının Gösterilen Adrese Gidip Kapıyı Çalmadan Tebligatı Doğrudan Mahalle Muhtarına Bırakması Durumu
Karar’da uygulamada meydana gelen bir diğer sorun olarak, bazı posta memurlarının gösterilen adrese gidip kapıyı çalmadan tebligatı doğrudan mahalle muhtarına bırakması durumu da değerlendirilir.
Karar’a göre uygulamada bazı posta memurlarının böyle bir yol izlemesi gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine öncelikle normal bir tebligat çıkartılması, sonrasında TK m. 21/2’ye göre tebligat yapılması suretiyle üç aşamalı tebligat yönteminin uygulanması usul ve yasaya aykırıdır. Kurul, TK m. 21/2’ye göre tebligat yapılması için tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtinanın söz konusu olması gerektiğini, posta memurunun tebligat adresindeki kapıya gitmeden tebliğ imkânsızlığını saptayamayacağını belirtir.
Muhatabın MERNİS Adresine Önce Normal Tebligat Çıkartılması Suretiyle Bilgilendirme Hakkının Sağlanması Gerektiği Hususu
Karar’da adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak, muhatabın bilinen en son adresine çıkartılan tebligatın tebliğ edilemeden iadesi durumunda TK m. 21/2’ye göre tebliğden önce MERNİS adresine normal yoldan tebligat çıkartılması suretiyle bilgilendirme hakkının sağlanması gerektiği görüşü değerlendirilir.
Kurul, Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuatın amacının tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması olduğu ve bu nedenle mevzuat hükümlerinin en ufak ayrıntısına kadar uygulanmasının zorunlu olduğu değerlendirmesini yapar. Kurul’a göre, TK’da yer almayan bir usulle tebligat yapılması hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder. İlaveten, Karar’da muhatabı kayıtlı adrese bağlanan olumsuz sonuçlardan kurtarmak için mevzuatta çeşitli düzenlemelerin öngörüldüğü belirtilir. Bu düzenlemelere örnek olarak, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 49 ve m. 50 ile getirilen adres güncelleme yükümlülüğü, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 95’te düzenlenen eski hale getirme ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 65’te düzenlenen gecikmiş itiraz müesseseleri gösterilir.
Bu doğrultuda, TK m. 21/2 uyarınca doğrudan tebligat çıkartılmasının hukuki dinlenilme hakkını ihlal etmediği, öncelikle bu adrese normal bir tebligat çıkartılmasının gerekmediği sonucuna varılır.
Karşı Oy Yazıları
Karar’da üç adet karşı oy yazısı yer alır. Karşı oy yazılarında, öncelikle bilinen adres olarak adres kayıt sistemindeki adrese normal yollardan tebliğ çıkarılması, bu tebliğin yapılamaması halinde TK m. 21/2’ye göre yeni bir tebliğ çıkarılması gerektiği savunulur. Karşı oy yazılarına göre, muhatabın bilinen adresi olarak gösterilen ilk adrese tebligat yapılamaması halinde, ikinci tebligatın araştırma yapılmaksızın Tebligat Kanunu m. 21/2’ye göre yapılması, muhatabın mahkemeye erişim ve savunma haklarını ihlal eder.
Sonuç
Kurul, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve 12. Hukuk Dairesi’nin görüşü doğrultusunda içtihatları birleştirir. Birleşen içtihada göre, muhatabın bilinen en son adresine çıkartılan tebligatın iade edilmesi ve adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bu adresten farklı olması hâlinde, adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine “MERNİS adresi” şerhi verilerek Tebligat Kanunu m. 21/2 uyarınca doğrudan tebligat çıkartılması yeterlidir. Böyle bir durumda öncelikle bu adrese normal bir tebligat çıkartılması gerekmez. Karar, İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun iki aşamalı tebligat sistemini benimsediğini ve üç aşamalı tebligat sistemine dair tartışmaları sona erdirdiğini gözler önüne serer.
- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 2019/2 E. ve 2020/3 K. (RG, S. 31460, 20.04.2021)
- Arslan, Ramazan / Yılmaz, Ejder/ Taşpınar Ayvaz, Sema: Medeni Usul Hukuku, Yetkin, Ankara 2017, s. 183
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Hukukumuzda kesinlik sınırı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulabilmesi için kanunla öngörülmüş olan parasal sınırlardır. Alacak miktarı veya dava değeri bu belirtilen parasal sınırların üstünde olan ilk derece ve istinaf mahkemeleri kararlarına karşı bir üst mahkemeye başvurma imkanı mevcutken, parasal...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Hukuk Daireleri arasında, henüz ifa zamanı gelmemiş bir alacak için açılmış bir davada, mahkeme tarafından ifa zamanı henüz gelmediği gerekçesiyle usulden mi yoksa esastan mı ret kararı verilmesi ve buna bağlı olarak tayin edilecek avukatlık ücretinin maktu veya...
Islah genel anlamda, tarafların iddia ve savunmanın değiştirilmesi yasağına bir istisna olarak öngörülmüştür ve bu yasak sebebiyle gerçekleştiremedikleri usuli işlemleri kısmen veya tamamen düzeltmelerine denir. Islah, tek taraflı ve açık bir irade beyanıdır ve...
Belirsiz alacak davasının koşulları son dönemde sıkça Yüksek Mahkeme’nin inceleme ve değerlendirmesine konu olmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 07.07.2021 tarihinde verdiği 2021/485 E., 2021/971 K. sayılı kararında (“Karar”), kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağına ilişkin...
Kanun yolları, mahkeme kararlarının denetlenerek yargılama hatalarının giderilmesini sağlaması açısından hukuk devletinin vazgeçilmezidir. Ancak, uyuşmazlıkların bir noktada sonlandırılması ve kararların kesinleşmesi gerekir. Bu Hukuk Postası makalesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu...