Previous Page  259 / 496 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 259 / 496 Next Page
Page Background

nin sorumluluğu (TBK m. 69; eBK m. 58) hükümleri uyarınca

sorumlu olur.

• Haksız fiil sorumluluğunun yanında sözleşmeden doğan sorum-

luluk söz konusu olabilir. Bu duruma örnek olarak, (A)’nın

(B)’den kiraladığı araba ile trafik kazası yapması ve bu kazada

diğer aracın sürücüsü (C)’nin de kusurunun bulunması halinde,

(A) sözleşmeye aykırılık sebebiyle, (C) de Karayolları Trafik

Kanunu hükümleri uyarınca (B)’ye karşı sorumlu olurlar.

eBK Uyarınca Aynı Zarardan Birden Çok Kişinin Sorumlu

Olması Halinin Hükümleri

Bu konu, Eski Borçlar Kanunu’nda, 51 ve 52. maddelerde düzen-

lenmiş idi. Anılan maddelerde iki farklı birlikte sorumluluk hali öngö-

rülmüştü ve “

eksik teselsül

”, “

tam teselsül

” ayrımı yapılmakta idi.

Buna göre, birden fazla kişinin aynı haksız fiili işlemesi – örnek

olarak üç kişinin ortaklaşa bir soygun gerçekleştirmesi – hali tam tesel-

sül; aynı zarardan birden fazla kişinin – yukarıda verdiğimiz örnekler-

de olduğu gibi – birden fazla (farklı) sebeple sorumlu olması hali ise

eksik teselsül olarak adlandırılmaktaydı. Bu ayrımın, pratik olarak, şu

sonuçları vardı:

• Tam teselsül halinde, sorumlulardan birine karşı kesilen zama-

naşımının diğerlerine karşı da kesildiği kabul edilmekteydi. Ek-

sik teselsül halindeyse bu sonuç kabul edilmemekteydi. Diğer

bir ifade ile sorumlulardan birine karşı zamanaşımı kesilmiş ol-

sa da, diğerlerine karşı işlemeye devam ettiği kabul edilirdi.

• Tam teselsülde, sorumlulardan biri, alacaklıyı tatmin ettiği

oranda onun haklarına halef oluyordu; eksik teselsül halinde ise

bu mümkün değildi.

• Tam teselsül halinde, sorumlular, kendileri açısından, tazminat-

ta indirim sebeplerine – mesela kusurun hafif olmasına – daya-

namıyorlar, eksik teselsül halinde ise dayanabiliyorlardı.

eBK’da eksik teselsül ile tam teselsül arasında yapılan bu ayrımın

yanında; bir zarardan birden çok kişinin tam teselsül hükümleri uyarın-

ca sorumlu olması halinde, rücu ilişkisi de TBK’dan farklı düzenlen-

mişti. Gerçekten de, eBK m. 50 uyarınca – aynen TBK uyarınca oldu-

BORÇLAR HUKUKU

243