Previous Page  255 / 496 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 255 / 496 Next Page
Page Background

Bağımsız birlikte kefillerle ilgili üzerinde en çok durulan mesele,

alacaklının kefillerden sadece birine başvurması ve kendisine başvuru-

lan kefilin borcun tamamını ifa etmesi halinde diğer kefillere rücu edip

edemeyeceği meselesidir. Diğer bir anlatımla, sadece (belki de rastlan-

tısal olarak) takip edilen kefilin borcun tamamını ifa ederken diğer ke-

fillerin borçtan kurtulup kurtulamayacakları konusunun ne şekilde dü-

zenlenmiş olduğu sorusunun ne şekilde cevaplanması gerekir? Aşağı-

da bu mesele ele alınacaktır.

Tarihçe

818 sayılı eski Borçlar Kanunu’nda bağımsız toplu kefillerden bi-

rinin borcun tamamını ödemesi halinde diğer kefillere rücu edip ede-

meyeceği konusunda – hatta bağımsız toplu kefalet konusunda – her-

hangi bir düzenleme yer almamaktaydı.

Doktrindeki ağırlıklı görüş ise, bağımsız toplu kefillerden birinin

borcun tamamını ödemesi halinde, hakkaniyet gereği, diğer kefillere

rücu edebileceği yönündeydi. Bu görüşte olan yazarlardan bir kısmı,

alacaklının tercihine nazaran kefillerden sadece birinin sorumlu

olmasını hakkaniyete aykırı düşeceğini, ödeme yapan kefilin diğer ke-

fillere sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca başvurabileceğini

söylüyordu

2

.

Bu konuda doktrinde yer alan diğer bir görüşe göre ise, sebepsiz

zenginleşme kurumuna müracaat etmeye dahi gerek yoktu. Şöyle ki,

818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 496. maddesi uyarınca ifada bulunan

kefil alacaklının haklarına halef olmaktaydı. Böylece, ödeme yapan

kefil, diğer kefillerden habersiz bir şekilde borç altına girmiş olsa da,

bu hüküm uyarınca, yani halefiyet kurallarına dayanarak diğerlerine

rücu edebilecektir

3

.

BORÇLAR HUKUKU

239

2

Örnek olarak,

Halûk TANDOĞAN

, Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, Cilt: II, Ankara

1987, s. 771,

Seza REİSOĞLU

, Türk Hukukunda ve Bankacılık Uygulamasında Kefalet,

Ankara 1992, s. 126. Hemen belirtelim ki, mehaz İsviçre Borçlar Kanunu’nda 1941 yılında

yapılan değişikliklerle, bağımsız toplu kefaletle ilgili yürürlükteki 6098 sayılı Borçlar

Kanunu’nda yer alan düzenlemeye paralel bir düzenleme getirildi. Bu değişiklik öncesinde ise,

İsviçre Doktrini, Türk Doktrini’nden farklı olarak, bağımsız toplu kefalette ödeme yapan kefil-

in diğerlerine rücu imkânı olmadığını kabul ediyordu.

3

Burak ÖZEN

, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde Kefalet Sözleşmesi, İstanbul

2012, s. 308.