Previous Page  144 / 496 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 144 / 496 Next Page
Page Background

Bağlama anlaşmalarıyla ilgili en önemli kararlardan biri olan Micro-

soft

7

kararında Avrupa Komisyonu Microsoft Internet Explorer’ın Win-

dows İşletim sistemine bağlanmasını inceler. Avrupa Komisyonu yaptığı

değerlendirmede bağlayan ile bağlanan ürünün alıcı talebi ile orantılı ola-

rak farklı olup olmadığının inceledi ve ilgili piyasada sadece bağlanan

(işletim sistemi) ürünü satan teşebbüsler bulunduğuna, iki ürünün fonk-

siyonel olarak farklı olduğuna karar verdi. Soruşturmaya konu hukuka

aykırı bağlamanın sonucu olarak Microsoft’un farklı web tarayıcılarına

ilişkin seçimlik hak tanıyacağı taahhüdünde bulunmasının sonucu olarak

Avrupa Komisyonu söz konusu taahhütleri kabul etti. AT Sözleşmesinin

102. maddesi alıcının bağlanan ürünü almaya zorlanmasını hâkim duru-

mun kötüye kullanılmasında bir etmen olarak görür. Yukarıda incelenen

Microsoft davasında her ne kadar alıcı işletim sistemini almaya zorunlu

gibi görünmese de yapılan teknik bağlama sonucu işletim sisteminin

yüklemesinin geri alınmasının mümkün olmaması Avrupa Komisyonu

tarafından alıcının ürünü almaya zorlanması kapsamında değerlendirildi.

Avrupa Komisyonunun Dışlayıcı DavranışlaraYönelik Uygulama Önce-

liklerine İlişkin Kılavuz’un (

Commission’s Guidance on Article 102 En-

forcement Priorities

) 53. paragrafı teknik bağlamayı sözleşmesel bağla-

maya oranla ürünleri birbirinden ayırmanın zorluğunu ve masrafını göz

önüne alarak daha tehlikeli bir bağlama uygulaması olarak nitelendirir.

Sonuç

Bağlama uygulamaları ticari hayatta teşebbüslerin dağıtım masraf-

larını azaltmak, cazip olmayan ürünün satışını artırmak, fiyat avantajı

sağlamak gibi nedenlerle tercih ettiği bir yöntemdir. Bu uygulamaların

rekabet hukuku kapsamında hukuka aykırı sonuçlar doğurması

RKHK’nun dört ile altıncı maddeleri kapsamına girmesine bağlıdır.

Hâkim durumda olan bir teşebbüsün farklı iki ürünü birbirine bağ-

layarak rekabet hukukuna aykırı bir biçimde piyasayı kapaması, giriş

engelleri yaratması ve alıcıları zarara uğratması hâkim durumun kötüye

kullanılması olarak nitelendirilir. Hâkim durumda bulunan teşebbüsler

fiyat ayrımcılığı ve yıkıcı fiyatlandırma yaparken bağlama uygulamala-

rına da başvurur ve rekabet endişeleri yaratır. Türk rekabet hukukunun

bu konumu AT rekabet hukuku ile uyum içindedir. Avrupa Komisyonu-

nun Microsoft gibi kararları Türk uygulamasına da ışık tutar.

128

HUKUK POSTASI 2015

7

Microsoft Davası ile ilgili bakınız

http://ec.europa.eu/competition/sectors/ICT/microsoft/.