Previous Page  129 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 129 / 449 Next Page
Page Background

HUKUK POSTASI 2013

114

Sözleşmeye dayanan çıkma hakkının şartları oluştuğunda (ya da şart-

sız olarak düzenlendiyse istendiği zaman) ortak şirkete çıkma beyanında

bulunur. Bu yenilik doğurucu bir irade beyanıdır ve kural olarak şekle

bağlı değildir; ancak istenildiği taktirde çıkma beyanı ortaklık sözleşme-

sinde şekle bağlanabilir.

Haklı Sebebe Dayanarak Çıkma

Haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkma TTK m. 638/2’de düzen-

lenir. Bu hakkın kullanılması için şirket sözleşmesinde öngörülmüş ol-

ması gerekmez.

Haklı sebep genel anlamda, ortaklık ilişkisinin devamını olanaksız

kılan bir durumdur. Bu durum ortaklık işlerinden ya da ortakların kişisel

ilişkilerinden kaynaklanmış olabilir. Durumun meydana gelmesinde çı-

kacak olan ortağın kusurunun bulunup bulunmadığı da çıkma hakkının

kullanılması açısından önemli değildir.

Haklı sebep TTK’da tam olarak tanımlanmamış olsa da, bazı haller

haklı sebep olarak sayılmıştır. Örneğin TTK m. 245’te, “bir ortağın şirke-

tin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş

olması” veya “bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine

getirmemesi” ve bunlara benzer haller haklı sebep olarak nitelendirilmiştir.

Kanunda sayılan bu haller örnek niteliğindedir; her somut olayda haklı se-

bep bulunup bulunmadığı çıkma hakkını kullanan ortağın kişisel özellikle-

ri ve şirketin yapısı da göz önünde bulundurulmak üzere ayrı ayrı incelenir.

TTK m. 638/2, haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma hakkının dava

yoluyla kullanılmasını öngörür. Ancak öğreti mahkemeye başvuru önce-

sinde, çıkacak ortağın şirkete çıkma bildiriminde bulunabileceğini kabul

eder. Şayet şirket bu istemi reddederse, ortak talebini mahkeme önünde

yineler.

TTK m. 638/2’nin ikinci cümlesi, 6762 sayılı Türk Ticaret

Kanunu’nda bulunmayan ve TTK’ya İsviçre hukukundan alınan bir hü-

kümdür. Bu cümleye göre, haklı sebeple çıkma davası açılması durumun-

da hâkim, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarının bazılarını ya

da tümünü dondurabilir veya davacı ortağın durumunun teminat altına

alınması için diğer önlemleri alabilir.