USUL HUKUKU
225
Kısmi Dava
*
Usul Hukuku’nda
kısmi dava
; davacının dava açarken, davaya ilişkin
taleplerinin bir bölümünü dava konusu etmesi; diğer bölümüne ait dava ve
talep hakkını ise bazı nedenlerden ötürü saklı tutmak suretiyle, geleceğe
bırakması anlamına gelmektedir. Böylelikle, davacı kısmi dava hakkı ile
saklı tuttuğu fazlaya ilişkin haklarını, yeni bir dava açmaksızın, aynı dava
içerisinde “ıslah” yoluyla talep edebilecektir.
Kısmi davanın amacı, dava masraflarından tasarruf edilmesidir. Da-
vacı, bütün davanın harç ve masraflarını baştan yüklenmek istemeyebilir.
Davacı, açtığı bu kısmi dava ile yargılamanın gidişatını görmeyi ve talep
sonucuna da buna göre şekil vermeyi amaçlar. Bu şekilde davacı, davayı
açarken yüksek miktarda harç ödemekten kurtulmakta ve davanın akıbe-
tinden büyük oranda emin olduktan sonra harcı tamamlamaktadır. Uygu-
lamada genellikle davacılar, açtıkları kısmi davadaki gelişmelere göre (ör.
Bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra bilirkişi raporunda beliren sonuç ve
kanaate göre) ıslah yolu ile müddeabihi arttırmayı tercih etmektedirler.
Kısmi dava açma imkânı, 04.11.2000 tarihli Resmi Gazetede ya-
yınlanan, Anayasa Mahkemesinin 20.7.1999 tarih 1999/1 E. 1999/33 K.
sayılı kararı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (bundan böyle
“HUMK” olarak anılacaktır) 87. maddesinin son cümlesindeki “müddei
ıslah suretiyle müddeabihi tezyit edemez” hükmünün iptali ile mümkün
olmuştur.
Daha öncesinde dava masraflarından tasarruf etmek isteyen davacı,
talebinin bir kısmını dava ettikten sonra, fazlaya ilişkin hakları için yeni
bir dava açmak ve bu davanın ilk açtığı dava ile birleştirilmesini talep et-
mek zorunda kalıyordu. Anayasa Mahkemesi, bu durumun davacıya ıslah
ile müddeabihin artırılmasına imkân vermemesi, davacıyı ikinci bir dava
açmaya zorlaması ve usul ekonomisi ile gerek “Hukuk Devleti” ve “Hak
arama hürriyeti” ilkelerine aykırılık teşkil etmesi gerekse temel hak ve
*
Mayıs 2010 tarihli Makale