Previous Page  290 / 440 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 290 / 440 Next Page
Page Background

HUKUK POSTASI 2011

276

Hukuk yargılamasında tarafların, hukuki konular dâhil olmak üze-

re birçok teknik konuda, konunun uzmanı kişilerden aldıkları iddialarını

veya savunmalarını destekleyici bilimsel mütalaaları mahkemeye sunma-

ları, sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu açıdan kanunun bu maddesinin,

hâlihazırda var olan ancak hukuken tartışmalı olan bir uygulamaya ka-

nunda yer vermiş olduğunu söylemek mümkündür.

Kanun metninde, taraflara sırf uzman görüşüne başvurulması için

yeni bir süre verilemeyeceği ve yargılamanın ertelenemeyeceğine de

hâkimin dosyaya sunulan uzman görüşünü serbestçe takdir edeceğine

hükmedilmiştir. Bu hüküm de yargılama sürecini uzatmaya yönelik kötü

niyetli taleplerin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Hâkimin, uzman gö-

rüşü ile bağlı olmayacağı şüphesizdir.

Maddenin ikinci fıkrasında, görüşü alınan uzman kişinin mahkemede

dinlenebileceği açıkça belirtilmiştir. Tarafın iddia veya savunmasını des-

teklemek için görüşüne başvurduğu uzman kişi, talep üzerine veya resen

mahkemeye çağrılarak dinlenebilir. Uzman kişinin dinlendiği duruşmada

hâkim veya taraflar gerekli gördükleri soruları sorabilirler. Madde gerek-

çesinde bu sayede uzmanlık gerektiren konuların daha iyi aydınlatılabil-

mesi, çelişkili ya da eksik veya yanlış bilgilerle yargılamanın olumsuz

etkilenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

Ülkemiz dışında birçok hukuk sisteminde yaygın bir uygulama olan

uzman kişinin duruşmaya çağırılması ile yine uzmanlık gerektiren teknik

konularda, mahkemenin çoğu zaman soyut ve anlaşılabilir olmayan bilir-

kişi raporları ile ihtilafa çözüm üretmeye çalışmasının zorluğu bertaraf

edilmeye çalışılarak, davaya konu ihtilafla ilgili ihtiyaca cevap verilebil-

mesinin amaçlandığı düşünülmektedir.

Kanun maddesinin son fıkrasında, uzman kişinin çağrıldığı duruşma-

ya geçerli bir özrü olmaksızın gelmemesi halinde, yargılamanın gecikme-

sini önlemek amacıyla, hâkimin hazırlanan raporu değerlendirmeyeceği

hususu vurgulanmıştır. Hazırlanan rapor ile oluşan şüpheler, uzmanın

dinlenmesi ile giderilebileceğinden, uzman kişinin duruşmaya gelmeme-

si halinde rapora dayanmanın sağlıklı sonuç vermeyeceği düşünülerek

böylesi bir yaptırım öngörülmüştür.