da zarar vermesi halinde tanınmış marka sahibi bu eyleme müdahale
edebilmektedir. Bu durumda tanınmış marka sahibi m. 9/2’de sayılan
eylemlerin yasaklanmasını talep edebilmektedir.
Ayrıca gerek Türkiye’de tescilli tanınmış ya da tanınmamış marka
sahipleri, gerek aşağıda açıklayacak olduğumuz dünyaca tanınmış an-
cak Türkiye’de tescil edilmemiş markaların sahipleri, MarKHK m. 42
uyarınca hükümsüzlük davası açma hakkını haizdirler. MarKHK m 7
ve 8’deki nedenlerin de sayıldığı bu hükümsüzlük hallerinin varlığına
rağmen tanınmış marka ile ayniyet gösteren bir marka her nasılsa tes-
cil edilmiş ise, tanınmış marka sahibinin yetkili mahkemeye başvur-
ması halinde o markanın hükümsüz olduğuna karar verilebilmektedir.
Dünyaca Tanınmış Markaların MarKHK Nezdinde Korunması
MarKHK ile sağlanan koruma her ne kadar tescil yoluyla elde
edilse de, m. 7/ı bu düzenlemeye bir istisna getirmektedir. Madde uya-
rınca sahibi tarafından izin verilmeyen Paris Sözleşmesinin 1. müker-
rer 6. maddesinde (“Paris 1.mük.6”) sayılan tanınmış markalar ile ay-
niyet gösteren başvurular tescil edilememektedir. Bu sayede, dünyaca
tanınmış markalara tescilsiz tekel hakkı tanınmaktadır. Bu kapsamda
TPE inceleme komisyonlarının kendi veri tabanı üzerinden gerçekleş-
tirdiği inceleme sonucunda, Türkiye’de bilinen dünyaca tanınmış mar-
kalar ile ayniyet gösteren yerli marka başvurularını, tanınmış marka
Türkiye’de tescilli olmasa bile mutlak red sebebinin varlığı nedeniyle
tescil etmemektedir.
Paris 1.mük.6, Birlik Ülkelerinin aynı veya benzer ürünlerde kul-
lanıldığı herkesçe bilindiği iddia edilen bir markanın karışıklığa mey-
dan verebilecek surette taklidini yapan bir markanın tescilini ret veya
hükümsüz kılmayı taahhüt edeceğini düzenlemektedir. Dünya Ticaret
Örgütü Anlaşması Eki Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları An-
laşması (“TRIPS”) m. 16/3, Paris 1.mük.6 maddesini değiştirerek,
maddenin markanın tescil edildiği mal veya hizmetlere benzemeyen
mal veya hizmetlere de uygulanacağını belirlemiş, markanın farklı mal
veya hizmetlerle ilgili kullanımının engellenmesi için, bu mal veya
hizmetlerle tescilli markanın sahibi arasında bir bağlantı olduğunu
göstermesi ve bu kullanım şekli nedeniyle tescilli marka sahibinin
menfaatlerinin zarar görme olasılığını aramıştır.
FİKRİ MÜLKİYET HUKUKU
309