SAĞL I K HUKUKU
251
Danıştay, Kahvehanelerde Sigara İçilmesine İlişkin Yasağı
Anayasa’ya Aykırı Bularak, bu Konuda Yasak Getiren Yasa
Hükmünün İptali İçin Anayasa Mahkemesi’ne Başvurdu
*
İzmir Kahveciler Odası’nın, kahvehanelerde sigara içilmemesini ön-
gören 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü
Hakkında Kanun (bundan böyle “4207 sayılı Kanun” olarak anılacaktır)
hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Başbakanlık Genelgesinin 1’inci
maddesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle Danıştay 10.
Dairesinde açmış olduğu dava İDDK’ca görüşüldükten sonra meselenin
esası Danıştay’ın 13. Dairesi tarafından çözüme kavuşturuldu.
İzmir Kahveciler Odası, davaya yasal dayanak olarak, 4207 sayılı Ka-
nundaki yasak getiren hükümlerin Anayasada güvence altına alınan özel
girişim özgürlüğü ve mülkiyet hakkını ihlal ettiği, eşitlik, ölçülülük ve ge-
reklilik ilkesine aykırı olduğunu göstermişti.
Danıştay 10. Dairesi 2009/13450 Esas nolu kararında “
Tütün ürünle-
rinin tüketilmesinin yaygın bir alışkanlık ve ciddi bir halk sağlığı sorunu
olması, bu ürünlerin tüketilmesinin, kullanıcıların yanı sıra pasif olarak
tütün dumanına maruz kalanları da etkilemesi, çocukların ve gençlerin
günlük hayatta tütün ürünü tüketen yetişkinlerle bir arada bulunmaları
ve onlara özenmeleri sonucu gelecek nesillerin sağlığının tehdit altında
olması; kısacası, tütün ürünlerinin tüketiminin kamu sağlığı ve çevresel
etkiler bakımından büyük sorun yaratması nedeniyle, tütün ve tütün ürün-
lerinin zararlarından korunmaya yönelik önlemlerin alınması kapsamın-
da yasal düzenleme yapılması Anayasanın 56. maddesi ve Dünya Sağlık
Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nin gereğidir.”
denmekle bir-
likte kararın devamında “
Belirtilen çerçevede yasa koyucu tarafından, ge-
nel sağlığın korunması, sağlıklı çevre oluşturulması amacıyla diğer ticari
işletmelerle birlikte kahvehanelerde de tütün ürünlerinin tüketimine bir
kısım yasaklar ve sınırlandırmalar getirilebileceğinde duraksama bulun-
mamaktadır. Ancak, getirilebilecek yasak ve sınırlandırmaların, bu ticari
işletmelerin varlıklarını sürdürebilmelerini ölçüsüz bir şekilde zorlaştır-
maması; işleticilerin çalışma özgürlüklerini kullanmalarını ağır bir takım
şartlara bağlamaması gerekir. Zira işletmecilerin çalışma özgürlüklerini
*
Haziran 2010 tarihli Makale