HUKUK POS TAS I 2 0 1 0
218
Markanın Haczi
*
556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname’nin (bundan böyle “556 Sayılı KHK” olarak anılacaktır) 19.
maddesi ile 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hük-
münde Kararnamenin Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin (bundan böyle
“KHK Uygulama Yönetmeliği” olarak anılacaktır) 21. maddesi markanın
haczini düzenlemektedir. Söz konusu madde hükümleri uyarınca, tescilli
bir marka işletmeden bağımsız olarak haczedilebilir.
Markanın haczi ve satışı ile ilgili usul 556 Sayılı KHK ve KHK Uy-
gulama Yönetmeliğinde yer almadığından, uygulanacak usul konusunda
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu (bundan böyle “İİK” olarak anılacak-
tır) hükümleri geçerlidir. Buna göre, haciz süreci İİK m. 58 uyarınca icra
müdürlüğüne yapılan takip talebi ile başlar. Borçluya bir ödeme emri
gönderilir. Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise
itirazı kaldırıldıktan sonra alacaklı, borçluya ait markanın haczedilmesini
isteyebilir. Hacze karar veren icra müdürlüğünce bu durum Türk Patent
Enstitüsü’ne (bundan böyle “TPE” olarak anılacaktır) bildirilir. TPE, borç-
luya ait markanın siciline haczi kaydeder ve kaydedilen haciz işlemi ya-
yımlanır. Daha sonra alacaklının haczedilen markanın satışını talep etme-
si üzerine, icra müdürlüğü tarafından bilirkişiye markanın kıymet takdiri
yaptırılır. Kıymet takdiri kesinleşince marka, menkullerin satışına ilişkin
hükümler uyarınca satılır.
KHK Uygulama Yönetmeliğinin 21. maddesi uyarınca markanın hac-
zi, yenileme ve benzeri ücretlerin yatırılmaması sebebi ile marka hakkı-
nın sona ermesine engel değildir. Ayrıca, yine aynı madde uyarınca, ha-
ciz markanın devrine de engel değildir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin
09.03.2000 tarihli ve 1999/8623E.-2000/2232K. sayılı ilamında, alacak-
lının ve icra müdürünün izni alınmaksızın haczedilen menkuller üzerinde
tasarruf edilemeyeceğini düzenleyen İİK’nun 86/1. maddesinin markalar
bakımından uygulanmayacağı ifade edilmiştir. Anılan kararda, İİK’nun
86/1. maddesi ile haczedilen menkuller üzerindeki tasarruf yetkisine geti-
rilen sınırlamanın, o menkul malın zilyet değiştirmesi halinde alacaklının
bundan zarar görmesini önlemeye yönelik olduğu; sicile kayıtlı ve devir
işlemleri de ancak sicil üzerinden oluşabilecek marka hakkı bakımından
bu sınırlandırmaya gerek olmadığı; haczin sicile şerhi ile o markayı devir
*
Ağustos 2010 tarihli Makale