Kredi Kartı Aidatı Uygulamalarına İlişkin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Kararı
Bankaların kredi kartına “aidat” adı altında talep etmiş oldukları ücret çok uzun bir süredir tartışma konusu olmaktadır. Söz konusu tartışmaları azaltabilmek ve tüketiciyi bilgilendirmek açısından Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 07.02.2011 tarih, 2010/3958 E. ve 2011/1717 sayılı kararını ele almaktayız.
13.Hukuk Dairesi’nin söz konusu kararında (“Karar”) Banka tarafından kredi kartı sahibine (“Kullanıcı”) bildirim yapılmak suretiyle kredi kartı ücretinin tahsili için onay istendiği, onay vermediği takdirde kartının kapatılacağı belirtilmiştir. Kullanıcı’nın kabul etmemesi üzerine de kredi kartı kapatılmıştır. Kullanıcı tarafından kartın kullanıma açılması ve manevi tazminata hükmedilmesi talep edilmiştir.
Banka tarafından verilen cevap ile hiçbir bankanın talepte bulunan kişiye kredi kartı verme yükümlülüğü bulunmadığı gibi, her iki tarafın da istemediği bir sözleşmeyi devam ettirmeye zorlanamayacağı, bu sebeple taraflardan her birinin sözleşmeyi fesih hakkı bulunduğu belirtilmiştir.
Yerel Mahkeme tarafından Banka’nın haklı bir sebep olmaksızın hizmet vermekten kaçınamayacağı gerekçesiyle kredi kartının kapatılması işleminin iptaline karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından karar aşağıdaki gerekçelerle bozulmuştur.
- Sözleşme özgürlüğü ancak kamu yararı ile sınırlanabilir.
- Herkes dilediği sözleşmeyi yapmakta serbest olduğu gibi, kimse istemediği bir sözleşmeyi de sürdürmek zorunda değildir. Bunun istisnası ise kamu hizmeti görmekte olan kamu idare ve müesseselerinden hizmet almak amacıyla kurulan “iltihaki sözleşmeler”dir.
- Bankalar ise kamu hizmeti görmekten ziyade kar amacıyla kurulan müesseseler olup, bu sebeple Kullanıcı ile aralarındaki sözleşme “iltihaki sözleşme” olarak kabul edilmemektedir. Dolayısıyla Bankalar gördükleri hizmetin bedelini talep edebilirler.
- Ayrıca kredi kartı kullanımı Banka açısından risk ve maliyet de ortaya çıkarmaktadır. Bu sebeple de bu risk ve maliyetin Kullanıcı’ya yansıtılması doğaldır.
Sonuç olarak, Kullanıcı’nın kredi kartı ücretini ödemek istememesi halinde, Banka bu kişilerle sözleşme yapmaya zorlanamayacağı gibi, taraflar arasındaki sözleşmede Kullanıcı’dan üyelik ücreti istenemeyeceği yönünde de bir hüküm bulunmadığı takdirde, sözleşmenin Banka tarafından feshedilerek kartın kullanıma kapatılmasının sözleşme özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
1 Nisan 2022 tarihli ve 31796 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun İle Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) çeşitli değişiklikler yapıldı...