HUKUK-POSTASI-2021

24 HUKUK POSTASI 2021 Önceki kanun döneminde bir grup yazar tarafından, eTTK’da açıkça yazmasa dahi vadesi gelmemiş alacağın şirkete sermaye olarak getirilemeyeceği savunulmaktaydı. Şöyle ki, eTTK döneminde Tekinalp vadesi gelmemiş (müeccel) alacakların tescil ile muacceliyet ilkesi ile bağdaşmadığını ifade ederek, anılan ilkeye uygun olanın muaccel alacakların şirkete sermaye olarak konması olduğunu savunmuştur.5 Karşıt görüşü savunan yazarlar ise eTTK’da müeccel alacağın şirkete sermaye olarak konmasını yasaklayan bir hüküm olmadığını belirterek bunun eTTK’da yer alan prensiplerle de çatışmadığını savunmuşlardır. Bu kapsamda Arıcı, “Alacak müeccel ise, aksi kararlaştırılmış olmadıkça vade gününden, (…) itibaren bir ay içinde şirketçe tahsil edilmek lazımdır” ifadesini de içeren eTTK m. 142’ye atıfla, müeccel alacakların ticaret ortaklıklarına sermaye olarak konulabileceğini savunur. Ayrıca Arıcı, (i) alacak hakkının tescille beraber şirkete geçtiğini, başka bir deyişle devredilebilirliğine ilişkin bir engel olmadığını; (ii) her halükârda temlik edilen alacak hakkının ayni sermaye niteliği gereği değerleme prosedürüne tabi olacağını ve bu nedenle eşit işlem ilkesine aykırılık oluşturmayacağını, (iii) müeccel niteliğinin yalnızca vadesi gelmeden borçlusundan talep edilememesi sonucu doğuracağını savunur.6 Mülga Ticaret Kanunu döneminde yürürlükteki hukuka ilişkin anılan tartışma, TTK m. 342’nin açık lafzı karşısında yerini olması gereken hukuk bakımından tartışmaya ve mevcut düzenlemenin eleştirisine bırakmıştır. Kendigelen, TTK’nın vadeli alacaklara ilişkin yasağına dayanak gösterilen çekincelerin değerleme raporuyla ortadan kaldırılabileceğini savunarak ilgili yasağı haklı bir gerekçesi barındırmamakla eleştirmiştir.7 Arıcı ise, TTK m. 342 ile açıkça benimsenen vadeli alacağın şirkete sermaye olarak getirilememesi yasağını (i) mehaz düzenlemelerinde böyle bir düzenlemeye rastlanmadığı, (ii) vadeli alacağın vadesi geldiğinde tahsil edilememe riskinden doğduğu savunulan belirsizliğin değerleme raporuyla ortadan kaldırılabileceğini, (iii) nitekim tahsil edilememe riskinin, yirmi dört ay vadesi olan 5 Tekinalp (Poroy/Çamoğlu): Ortaklıklar, 2005, N. 1031. 6 Arıcı, Mehmet Fatih: Alacak Hakkının Anonim Ortaklığa Sermaye Olarak Konulması, Beta, 2003, s. 58-60. 7 Kendigelen, s. 197.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=