219 MEDENİ USUL HUKUKU kaydının, tebligatın alıcısı tarafından okunduğu anlamına geldiğini belirtmiş ve karara konu olayda tebligatın, e-posta adresine iletildiği tarihte alıcısı tarafından açılarak muhatap tarafından tebliğ edildiğini kabul ederek, yasal sürenin geçtiği gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar vermiştir.4 Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bahsi geçen kararı uyarınca Yargıtay dairelerinin içtihat bütünlüğü bozulmuştur. 24.11.2020 tarihinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen bir uyuşmazlıkta elektronik tebligatın tebliğ edildiği tarih ve yasal sürelerin başlangıcı hususunu tekrar incelemiş ve elektronik tebligatta tebellüğ tarihinin elektronik tebligatın muhatabının elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmadığını, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, böylelikle muhatabın kayıtlı elektronik posta hesabını kontrol etmemek suretiyle tebliğin sonuçlarını geciktirmesi ihtimalinin de söz konusu olmayacağı hususunun altını çizmiştir.5 Genel Kurul ayrıca bahsi geçen güncel kararda, Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin 4. fıkrasında yer alan düzenlemeye benzer bir düzenleme içeren 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesinin 2. fıkrasında yer alan “...Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır...” şeklindeki hükmün Anayasa’ya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruya da değinmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 19.09.2019 tarihli ve 2018/144 esas sayılı kararında; itiraz konusu kuralın muhataplara öncelikle elektronik posta adreslerini belirli aralıklarla kontrol etme yükümlülüğü yüklediği, bu yükümlülüğe beşer günlük aralıklarla uyulduğu takdirde hukuki yollara başvuru süresi yönünden herhangi bir hak kaybı olmayacağı, muhatabın elektronik posta adresini her gün ya da beş günden daha az aralıklarla kontrol etmesi hâlinde ise tebliğin yapılmış sayılacağı tarihten de önce tebligattan haberdar olunacağı için süre yönünden bir hak kaybı yaşanmayacağı gibi bu sürenin birkaç gün daha uzamasının söz konusu olacağı belirtilerek düzenlemeninAnayasa’ya aykırı olmadığına karar verilmiştir. 4 Yarg. 4. HD, 2020/1187 E. 2020/4264 K., 09.12.2020. 5 YHGK, 2020/547 E. 2020/924 K., 24.11.2020.
RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=