HUKUK-POSTASI-2021

194 HUKUK POSTASI 2021 Uyuşmazlığa konu olgular ve uluslararası tahkimin özellikleri göz önüne alındığında, Yüksek Mahkeme, adil ve bilinçli bir üçüncü kişinin A bakımından önyargılı bir tutum sergilediği sonucuna şu gerekçelerle varamayacağına hükmetmiştir: (i) İngiliz içtihatlarında, ifşa yükümlülüğüne ve ifşanın gerekli olup olmadığına ilişkin bir açıklık olmaması, (ii) tahkimlerin zaman bakımından sıralamasının A’nın durum yönetimini içten kılması – zira birinci atama ile ikinci atama arasında altı ay vardır ve aslında Halliburton değil, Transocean’ın önyargıya ilişkin endişe duyması gerekirdi, (iii) sonraki tahkimlerin bekletici meselenin çözüme kavuşması sonrası sonuçlanması durumunda delil ve dilekçelerin iki tahkim yargılamasında birbiri ile örtüşmeyecek olması, aksi bir durumda ise A’nin hakemlik görevinden çekilmeyi teklif etmiş olması, (iv) A’nın gizli bir mali kazanç sağladığına ilişkin soru işaretleri bulunmaması ve (v) “talebin kuvvetine karşılık bilinçaltında kötü niyet şeklinde tezahür eden bilinçsiz bir önyargıya sahip olunduğuna ilişkin” şüphelerin temelsiz olması. Kısaca Yüksek Mahkeme, heyetin önyargısına yönelik gerçek bir ihtimal söz konusu olduğundan, A’nın açıklama yükümlülüğünü ihlal ettiğine hükmetmiştir. Bununla birlikte, Yüksek Mahkeme, Anglosakson hukuku kapsamında belirgin önyargının tespiti için uyguladığı test sebebiyle bu ihlale bir sonuç bağlamamıştır. Sonuç Halliburton kararı, belirgin önyargıya ilişkin olarak sübjektif bir değerlendirme yerine objektif bir değerlendirme uyguladığı için çokça eleştirilmiştir. Kurumsal tahkim kuralları önyargılı tutum iddiaları bakımından çoğunlukla tarafların gözünden, sübjektif değerlendirme yöntemlerine atıf yaptığından, objektif standardın uluslararası tahkim uygulaması dışında kaldığı belirtilmiştir. Ayrıca bu karar, ifşa yükümlülüğünün kapsamı bilhassa açıkça belirtilmediğinden ve özellikle kurumsal kuralların teamül ve uygulamadan ayrıldığı durumlar bakımından, hakemler için büyük bir belirsizlik yarattığı için eleştirilmiştir. Bazıları ise kararı, Tahkim Kanunu bakımından hakemden ne beklendiğine ilişkin kanuni bir tanım yapılmadığı için eleştirmiştir. Son olarak Yüksek Mahkeme, ihlali tespit edip bu ihlale herhangi bir sonuç bağlamadığı gerekçesiyle de birçok olumsuz yorum ile karşılaşmıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=